 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1992/7921
K. 1992/8121
T. 18.9.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BOŞANMA DAVASI
KARARIN TEFHİMİ
ÖZET Kararın tefhimi, hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
(1086 s. HUMK. m. 381/2, 388/son)
Mahzar ile Asiye arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
"Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur' (HUMK. 381/2). "Hüküm sonucu kısmında,gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek / sonuçlarından HER BİRİ hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HUMK. 388/ son).
"T.C. Anayasası yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsemiştir. Bunun anlamı yargılama açık olacak, yargılamanın sonunda mahkemece verilen karar da açıkça belirtilecektir. Sonradan yapılan gerekçeli kararında bu kısa karara uygun olması gerekir. Aksi halde yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven ilkesi sarsılmış olacaktır. Bu hukuki esasın doğal sonucu gerekçeli karar kısa ve karara uygun değilse kararın bozulması icap edecektir" (10.4.1992 tarihli, 7–4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gerekçesi).
"Tarafların boşanmalarına karar verildi" biçiminde kısa karar düzenlenip tefhim edildiği halde gerekçeli kararda boşanmaya, 750.000 TL. tedbir nafakasının davacı kocadan alınıp davalı kadına verilmesine, davalının fazlaya ait nafaka, maddi ve manevi tazminat talebinin REDDİNE karar verilmesi yukarıda açıklanan kurallara aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekli olmuştur.
SONUÇ:: Hükmün açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 18.9.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|