 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1992/4031
K. 1992/4236
T. 8.4.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BOŞANMA DAVASI
TERK
İHTAR
ÖZET İhtarın hukuki sonuç doğurabilmesi için, terk tarihinden itibaren iki aylık süre geçmeden ihtar isteğinde bulunulamaz
İhtar kararının davalıya tebliğinden sonra bir aylık süre geçmedikçe de boşanma davası açılamaz.
(743 s. MK. m. 132/1)
Kadir ile Neriman arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
İhtarın hukuki sonuç doğurabilmesi için, ihtar isteğinden önceki iki ay içinde, eve davet olunan eşin haklı bir sebep olmaksızın birlik dışında yaşadığının gerçekleşmesi gerekir. Başka bir anlatımla, terk tarihinden itibaren iki aylık süre geçmeden ihtar isteğinde bulunulamaz.
Öte yandan, ihtar kararının davalıya tebliğinden sonra bir aylık süre geçmedikçe de boşanma davası açılamaz (MK. 132/1). Bu süre,' çağrılan eşin eve dönmesi için kanunen kendisine tanınan süredir. İhtarı alan eş tebellüğ tarihinden itibaren bir ay içinde dilediği gün (ve hatta bir ayın biteceği son günü) eve dönme hakkına sahiptir. Başka bir anlatımla, bu dönemde çağrılan kadın bir sebep olmaksızın aile birliği dışında yaşamış sayılmaz.
Öte yandan, mahkemece kabul edildiği gibi bu bir aylık sürenin başlangıcı ise, ihtar kararının davalıya tebliği tarihinden başlar. Ancak, ihtar kararında davet edilen eş içinde nakil masraflarını karşılayacak yol parası öngörülmüş ve bu paranın da davalı tarafından tebliği tarihinden sonra alındığı gerçekleşmiş ise bir aylık sürenin başlangıç tarihi paranın alındığı veya davalı tarafından paranın alınmasından imtina edildiği tarihtir (Hukuk Genel Kumlu, 20.1.1988 gün ve 587/41).
Kanunda belirtilen bu süreler dava şartı olup kamu düzenini ilgilendirdiğinden, hakim tarafından re'sen dikkate alınması ve araştırılması gerekir.
Açıklanan sürelerin geçmesi (dolması) halinde ise, davacının artık boşanma davası açma hakkı doğmaktadır. Yani davacı, bu sürelerin geçmesinden sonra dilediği zaman dava açma hakkına sahiptir.
Olayımızda, ihtar kararının davalıya 8.11.1990 gününde tebliğ edildiği, kararda öngörülen yolculuk parasının ise davalının almaktan imtina etmesi üzerine 9.11.1990 tarihinde mahalline iade olunduğu, bu.dava 28.12.1990 tarihinde açıldığına göre yukarıda değinilen sürelerin de dolduğu anlaşılmaktadır.
O halde, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yasal sürenin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek, davanın süresinde açılmadığından söz edilerek isteğin red edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 8.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|