Hukuki.NET

T.C.YARGITAY2. Hukuk DairesiE. 1992/1217K. 1992/1514T. 11.2.1992
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • YABANCILARIN TÜRKİYE'DE DAVA
AÇMALARI - GAYRİ MENKUL EDİNMELERİ VE MİRASÇI OLMALARI
 
ÖZET :Türk Mahkemelerinde dava açan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zararı ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar.
 
Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler.
 
Miras ölümle açılır. Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak yeterlidir. Davacıların mirasın açıldığı günde hangi ülke vatandaşı oldukları araştırılıp belirlenmeden ve sonradan Türk vatandaşı olmalarının mirasçılığa ehliyeti etkilemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır.(743 s. MK. m. 517, 522)(2644 s. Tapu K. m. 35)(2675 s. MÖUHK. m. 32)
 
Sabrie (Sabriye) ile Ahmet arasındaki verasetin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
1- "Türk Mahkemelerinde dava açan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar" (2675 s. K. 32). Davacı Türk asıllı olmakla beraber yabancı bir devlet tabiiyetindedir. 2675 sayılı Kanunun 32/2. maddesi şartları araştırılarak, şartlar oluşmamışsa teminat alınması gerektiği düşünülmede yargılamaya devam edilmesi doğru bulunmamıştır.
 
2- "Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler" (Tapu Kanunu 35). Kanun karşılıklılık esasının ne şekilde belirleneceğini açıklamamıştır. Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet arasında uygulanan ve her birinin ülkelerinde diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki hakları karşılıklı tanımalarını ifade eder. Bu ilke anlaşma ile tanıma yanında, iç mevzuat bakımından bir engel koymama biçiminde yazılı hukukta yer alabilir. Ancak en önemli nokta 28.5.1927 günlü, 1062 sayılı Kanunda ifade edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular bakı mından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun belirlenmesidir. Yabancı ülke MEVZUATINDA BIR ENGEL OLMAMAKLA BERABER TÜRK VATANDAŞLARININ O ÜLKEDE TAŞINMAZ MAL EDİNMELERİ ŞU VEYA BU BİÇİMDE FİİLEN ENGELLENIYORSA, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek mümkün değildir.
 
Öte yandan, edinilecek taşınmaz malın bulunduğu yer bakımından da durumun araştırılması gerekir. Mesela, yabancı ülke kendi sahillerinde gayrimenkul edinmeyi yalnızca kendi vatandaşlarına hasretmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa bile sahildeki taşınmaz malın yabancı tarafından edinilebileceği kabul edilemez.
 
Tüm bu yönler gözetilerek yetkili mercilerden (Dışişleri Bakanlığı'ndan) davacının tabiiyetinde bulunduğu ülke MEVZUATI ve uygulanan fiili durum sebebi ile Türk Vatandaşlarının taşınmaz mal edinmelerine engel bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Yalnız hukuki durumu belirleyen belgeler hükme esas alınmaz (Y. 2. HD.'nin 9.4.1991 günlü, 3398-5857 sayılı kararı). Bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
 
3- "Miras ölümle açılır" (MK. 517), "mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak" yeterlidir (MK. 522). Şu halde bir kişinin mirasçılığa ehil olup olmadığını murisin ölüm gününe göre araştırıp, değerlendirmek gerekir. Murisin füruu İsmet ile Meliha'nın mirasın açıldığı günde hangi ülke vatandaşı oldukları araştırılıp belirlenmeden ve sonradan Türk Vatandaşı olmalarının mirasçılığa ehliyeti etkilemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır.
 
SONUÇ: : Davalının temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini