 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1992/10684
K. 1992/11618
T. 19.11.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MİRASTAN İSKAT
MAHFUZ HİSSE
TENKİS DAVASI
ÖZET Murisin aşikar bir hataya dayanmayan isteği iskat edilen mirasçının miras payını mahfuz hissesine indirir. Öncelikle iskatın aşikar bir hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırır. Eğer bu hal yoksa ve davalı iskat sebebini ispat edememişse o zaman mahfuz hisseli davacının mahfuz hissesinin baliğ olduğu miktarın alabilmesi için davaya tenkis davası gibi devam edilir.
(743 s. MK. m. 459, 502)
Cemil ve Cengiz ile Müveddet ve Nurgül arasındaki mirastan iskatın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Miras hakkından iskatın muteber olması için müteveffa tarafından iskatı amir olan tasarrufta sebebin beyan edilmiş olması lazımdır. İskat edilen kimse tarafından itiraz vukuunda bu beyanın doğruluğunu ispat külfeti ıskattan müntefit olan mirasçıya veya lehine vasiyet yapılan kimseye aittir. Bu beyine, ikame edilmemiş veya iskatın sebebi beyan olunmamış ise, müteveffanın arzuları, ıskatın sebebi hakkında aşikar bir hatanın neticesi olmadıkça, tasarruf nisabı miktarında infaz olunur. (MK. 459). Başka bir ifade ile murisin aşikar bir hataya dayanmayan isteği iskat edilen mirasçının miras payını mahfuz hissesine indirilir. Böyle olunca iskatın iptali davası kademeli bir isteği kapsar. Öncelikle iskatın aşikar bir hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılır. Eğer bu hal yoksa ve davalı iskat sebebini ispat edememişse o zaman mahfuz hisseli davacının mahfuz hissesinin baliğ olduğu miktarı alabilmesi için davaya tenkis davası (MK. 502) gibi devam edilmek lazımdır.
Munis vasiyetnamesinde iskat sebebini açıklamıştır. Davalı ıskat sebebinin doğruluğu yönünde bir delil getirmediği gibi, ıskatın müteveffanın aşikar bir hatasından kaynaklandığını kabule elverişli bir delil de yoktur.
Bu yönler gözetilerek davanın tenkis davası şartlarında incelenip tasarrufun ne miktar için infaz edileceği, ne miktarda tenkisinin gerektiği belirlenmeden ıskatın iptali ile yetinilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|