 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1991/6557
K: 1991/10749
T: 16.09.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Şahin ile Gülşen arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, Medeni Kanunun 134/son maddesi uyarınca fiili ayrılık sebebiyle boşanmaya ilişkin olup anılan madde uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için evvelce açılan boşanma davasının redle sonuçlanması, davanın reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi ve kesinleşme tarihinden başlıyarak üç yıl süre geçmesine rağmen müşterek hayatın yeniden kurulmamış olması gerekmektedir.
Olayımızda ise, önceki dava ve o davada verilen red kararı yabancı mahkemeye ait bulunmakadır. 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul hukuku Hakkında Kanunun 31. maddesi uyarınca, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Başka bir ifade ile tenfiz edilmemiş tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme ilamına genel de ve Medeni Kanunun 134/son maddesinin uygulanması açısından da özelde hukuksal sonuç ve değer tanımak mümkün bulunmamaktadır. Öyle ise isteğin reddi gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 16.9.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.