 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1991/13134
K: 1992/447
T: 21.01.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hayriye Özbilgin ile Atalay Özkaya ve ark. arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sulh Hukuk Mahkemesi vasiyetnameyi tesellüm ettiği tarihten itibaren nihayet bir ay içinde açar. Vasiyetname açılırken malum olan mirasçılar davet edilir (M.K. 536). Vasiyetnamenin açılışını müteakip yararlarına vasiyet yapılmış veya mirasçı tayin edilmiş olanlardan her birine, vasiyet edildiğine dair yazıların resmi bir sureti, müracaatları beklenmeden, tebliğ olunur (M.K. 537). Lehlerine teberru yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse vasiyetten ilanen haberdar edilirler. Vasiyetnamede mirasçı nasbedilmiş olupta hakları itiraza uğramayanlara istekleri halinde MİRASÇILIK SIFATLARI HAKKINDA resmi bir BELGE verilir (M.K. 538). Sulh Hakimi vasiyetnamenin kendisine tevdiini müteakip kanuni mirasçıların emvale muvakkaten vaziyet etmelerine müsaade yahut resme idaresini emreder (M.K. 535.).
Görüldüğü gibi Sulh Hakiminin görevi vasiyetnameyi açarak, ilgilere tebliğ etmek, mansup mirasçı varsa isteği halinde ona bir mirasçılık belgesi vermek ve terekeye dahil mallara kanuni mirasçıların muvakkaten el koymalarına müsaade etmek yahut resmi idareyi emretmekten ibarettir.
Bu işlemlerin yapılması için vasiyetnamenin resmi yollardan mahkemeye intikalini zorunlu kılan bir kanun hükmü yoktur. Öte yandan vasiyetnamenin kanunun gösterdiği şekil şartlarına aykırı düzenlense bile iptal edilmedikçe hüzum ifade eder. Vasiyetnamenin iptaline veya yorumuna karar verme görevi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait değildir. Bu yönler gözetilmeden yazılı biçimde isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21.1.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.