 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1991/13108
K: 1991/15624
T: 16.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: Asgari ücretten az geliri veya mal olan yoksuldur.
Yoksul olmayan veya yoksulluktan kurtulan kişi yararına nafaka
kaldırılmamış olsa dahi artırmaya karar verilemez.
Taraflar arasındaki nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
"Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." (M.K.144) "Sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irad tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz heyet sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması, yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irad şeklinde maddi tazminat veya nafakayı gerektiren sebep ortadan kalkar yada önemli ölçüde azalır veya borçlunun mali gücü önemli ölçüde eksilirse iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği gibi değişen durumlara göre ve hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılması da istenebilir." (M.K.145/3-4)
Yoksulluk yasada tanımlanmamıştır. Bunu ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına göre belirlemek gerekir. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama, maddi ve manevi varlığı geliştirme hakkına sahiptir. (Anayasa 17/1, 55)
Şu halde bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi harcamaları karşılayacak geliri olmayanlara yoksul denebilir. Bu harcamaların unsur kabul edildiği asgari ücretle olayı somutlaştırmak mümkündür. Şu halde asgari ücretin altında gelir olanlar yoksulluk içinde kabulü zorunludur. (Y.2.H.D.nin 10.10.1991 günlü ve 09589/12321 sayılı kararı)
Yapılacak araştırma sonunda yoksulluktan kurtulduğu anlaşılan kişi hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılmasının istenmemiş olması, ona yoksulluk nafakasının artırılması hakkını bahşetmez. Söz konusu kesin hükmün ancak konusu ile sınırlı sonuç doğurur. Hiç nafaka alamayacak duruma gelmiş bir kişinin almakta olduğu nafakayı arttırmak hakkaniyet kuralları ile bağdaşmaz.
Davalı, davacının kendisine ait bir evi olduğunu savunmuştur. Davacının mali durumu araştırılıp yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilmek gerekirken eksik inceleme ile yoksulluk nafakasının artırılması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.12.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.