 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1991/11988
K. 1991/15131
T. 5.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TENKİS DAVASI
- ÖLÜME BAĞLI TEBERRULAR
- MAHFUZ HİSSE
- IİSKAT
ÖZET : Murisin MK. 507. maddesinde sayılan sağlararası tasarrufları da ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tabidir. Mahfuz hisseli müteaddit mirasçılara ölüme bağlı tasarruf tariki ile yapılan ve tasarruf nisabını tecavüz edenteberrular, bu mirasçılardan her birine mahfuz hissesindenfazla düşen miktarla mütenasip olarak tenkise tabidir. Tenkis, mahfuz hisse tamam oluncaya kadar evvel emirde ölüme bağlı tasarruflardan ve kafi gelmediği taktirde en sontarihli olandan başlayarak en evvel vaki olana doğru çıkmak şartıyla, ölüme bağlı olmayan teberrular üzerinden icra edilir. Muris iskat şartları oluşmadıkça ve bu yöndekiiradesini açıklamadıkça mahfuz hisseli mirasçısına saklı payını bırakmak zorundadır.
(743 s. MK. m. 507, 503, 512)
Rüveyde ile Gülden ve Nimet arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davalılar tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Murisin, MK. 507. maddesinde sayılan sağlar arası tasarrufları da ölüme bağlı teberrular gibi tenkise tabidir. "Mahfuz hisseli müteaddit mirasçılara ölüme bağlı tasarruf tariki ile yapılan ve tasarruf nisabını tecavüz eden teberrular, bu mirasçılardan her birine mahfuz hissesinden fazla düşen miktarla mütenasip olarak tenkise tabidir" (MK. 503). Öte yandan "tenkis, mahfuz hisse tamam oluncaya kadar evvel emirde ölüme bağlı tasarruflardan ve kafi gelmediği takdirde en son tarihli olandan başlayarak en evvel vaki olana doğru çıkmak şartıyla, ölüme bağlı olmayan teberrular üzerinden icra edilir" (MK. 512). Muris iskat şartları oluşmadıkça ve bu yöndeki iradesini açıklamadıkça mahfuz hisseli mirasçısına saklı payını bırakmak zorundadır. Şu halde, murisin mahfuz hisseli mirasçıya şu veya bu biçimde kazandırmalarını en azından söz konusu mükellefiyetin yerine getirilmesi olarak değerlendirmek gerekir. Açıklanan kurallar çerçevesinde murisin mahfuz hisseli mirasçısının sağlar arasında tasarrufu ile kazandırmalarında da MK.nun 503. maddesinde yer alan, mahfuz hisseden fazla kazandırmanın tenkise esas alınması gerektiği hükmünün uygulanması zorunludur. Aksi uygulama, en son sağlar arası tasarrufla, kazanmada bulunan mahfuz hisseli mirasçı
elinde bu payın da kalmamasına yol açar ki; hakkaniyet kuralları ile bağdaştırmak mümkün olmaz.
Bu yönler gözetilerek davalı Nimet'ten mahfuz hissesinden fazla iktisabının alınması gerekli iken, en son tarihli olduğundan söz edilerek bu davalının kazandığının tamamı alınarak davacıya verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalı Nimet'in temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve duruşma için takdir olunan ikiyüzellibin lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 5.12.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.