 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1990/5145
K: 1990/10933
T: 15.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mehmet ve arkadaşları ile Emine arasındaki tenkis davasının yapılan muhkamesi sonunda, davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Medeni Kanunun 507. maddesinde, murisin hangi tasarrufları hakkında tenkis istenebileceği açıklanmıştır. Bu maddenin 4. fıkrasındaki şartlar kesin bir biçimde ispatlanmadıkça, murisin yaptığı ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı tasaruflardan olup tenkisi istenemez. Ölünceye kadar bakma akti niteliği itibariyle güvence sağlayan bir akittir. Bakıp gözetme borcunun vüs'ati ne akit başında, ne de devamı sırasında belli olmayıp, bakım alacaklısının hayatı boyunca oluşacak şartlar tayin eder. Esasen, ölünceye kadar bakma aktini hizmet aktinden ayıran unsur da bu yönlüdür.
Borçlar Kanununun 511. maddesi, bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik görmemiştir. Bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur. Aksi kararlaştırılmadıkça aktin, bakım alacaklasına sağladığı menfaatler sosyal duruma uygun ikamet, beslenme ve giydirme, görüp gözetme ihtiyaçlarını karşılanmasıdır (BK. 514). Bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak maddi desteğin ne olacağını önceden kestirmek mümkün olamaz. Hayatın idamesi için gerekli asgari şartları sağlayacak nafakaya borçlu olabilecek kimse ile ölünceye kadar bakma akti yapmayı engelleyen kanunda bir hüküm yoktur. Kaldı ki, bu aktin hedefi nafaka veya ahlaki görevler kadar bir maddi destek elde etmek değil, tarafların bilhassa bakım alacaklılarının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. Bu sebebeplerle mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakma aktinin in'ikadı sırasında özel bakıma muhtaç bulunmamak bu aktin mahfuz hisse kurallarını bertaraf maksadına matuf olduğunu kabule yeterli değildir. Sözleşmenin mahfuz hisse kurallarını bertarafa yönelik olduğu hakkında başka bir delil yokken tenkise karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.