 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1990/2286
K: 1990/3790
T: 09.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Ü.K. ile N.K. arasındki alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın redine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - Dava Borçlar Kanununun 244/2. maddesi uyarınca bağıştan geri dönmeye dayalı olup evlilik sırasında davalı kadına takılan altın ziynet eşyalarının geri alınmasına ilişkindir.
Gerçekten davacı koca tarafından davalı kadın aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada verilen ve kesinleşen boşanma hükmünün kapsamına göre davalının başka bir erkekle ilişki içine girdiği ve bu sadakatsız tutumu sebebiyle ağır kusurlu olduğu gerçekleşmiştir. Bu durumda altın ziynet eşyalar kendisine bağışlanan davalı kadın bağışlayan davacı kocasına karşı "kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı" önemli ölçüde riayetsizlik gösterdiğinden bağıştan geri dönmenin şartları oluşmuştur. Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek isteğin reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2 - Evlilik (düğün) sırasında davalıya takılan (bağışlanan) altın ziynet eşyalarının mutlaka davacı tarafından satın alınıp davalıya verilmesi zorunlu değildir. Kocanın yakınları ve dostları tarafından kadına verilen hediyelerin kocaya tebaan gerçekleştiğinin kabulü kaçınılmazdır. Çünkü hediye verenlerin davacı kocaya yakınlıkları ve dostlukları mevcut olmasaydı bağışın gerçekleşmesine fiilen imkan kalmayacaktır. Mahkemece bu yönün gözönünde tutulmaması da ayrıca bozmayı gerektirmektedir.
3 - Diğer taraftan dava konusu altın ziynet eşyalarının davalı kadına takıldığı (bağışlandığı) dosya kapsamına ve mevcut delillere göre sabit olmuştur. Nitekim davalı kadının savunması dahi bunların kendisine takılmadığı şeklinde olmayıp evlilik birliği içinde geri alındığı biçimdedir. Böyle bir savunma halinde ise ispat yükü davalıya ait olur. Söz konusu altın ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde geri alındığı hususu ise davada ispatlanmamıştır. Bu yönün gözönünde tutulmaması da gene bir bozma sebebi oluşturmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 9.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.