 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1990/1593
K: 1990/6638
T: 27.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : G. E. ile T.E. arasındaki tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2 - Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür. (M.K. 6). Ancak iddialar karşılaştığında kimin isbat yükü altında bulunduğunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi ve gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.
a) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulaması da kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer.
b) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir.
c) İspat yükü daha kolay başarana düşer.
Olayda davacı kadın tüm altın ziynet eşyalarının kocasından kaldığını ileri sürmüş, davalı taraf ise bozdurulan 6 adet küçük altın ile emaneten takılan Trabzon işi küpe, gerdanlık ve bilezikler dışında kalan dava konusu eşyaların onun tarafından götürüldüğünü savunmuş ancak Trabzon işi küpe, gerdanlık ve bileziklerin emaneten takıldığını ispat edememiştir. Hayat deneylerine göre olağan olan ve bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı kadın tarafından zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan dava konusu altın ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen götürülebilen nev'indendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi tabidir.
Kadın evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında altın ziynet eşyalarının evde kaldığını isbat yükü kadına düşer.
Olayda kadın altın ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Hal böyle olunca altın ziynet eşyalarının evde kaldığını düşünmek mantık dışı olur. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek emaneten takıldığı ispat edilemeyen Trabzon işi küpe, gerdanlık ve bilezik ile bozdurulduğu davalı tarafça kabul edilen 6 adet küçük altın açısından isteğin reddi gerekirken dava edilenlerin tamamı açısından sorumluluk kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın 2. bendde gösterilen sebeple BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bendde gösterilen sebeple reddine 27.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.