 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/9476
K: 1990/22
T: 08.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Fuat ile Arife arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamından; tarafların uzun süre Almanya'da karı-koca hayatı yaşadıkları, eşlerin birlikte Türkiye'ye dönmelerinden sonra evlilik birliğinin bir süre daha devam ettiği ve kocanın daha sonra müşterek eve terkettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarından Almanya'daki yaşamla ilgili bir olayın varlığı ileri sürülmemiştir. Öyle ise davacı kocanın, özellikle Almanya'daki yaşamlarından önceki olayları hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekmektedir. Şu durumda boşanmaya karar verilebilmesi için tarafların Almanya'dan dönüşte Türkiye'de oturmakta iken cereyan etmiş olayların ispat edilmesi lazımdır. Oysa, dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Medeni Kanunun 134. maddesinde yer alan çekilmezlik halini ve köklü sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Kaldı ki, bu davada davacı tarafından ileri sürülen bir kısım olaylar da, daha önce açılmış ve sonuca bağlanmış boşanma davası dile getirilmiştir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 8.1.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, yargılama süreci içinde 3444 sayılı yasanın geçici 1. maddesinden yararlanmak istediğini açıklamıştır. Sözü edilen yasanın amaçladığı "başvuru" dava olarak değil istek olarak değerlendirilmelidir.Yasa eldeki davalar için istekle gerçekleşebilen özel bir islah hakkı tanınmıştır. Yerl Mahkemenin aksine düşümcelerle bu isteği red etmiş olması doğru bulunmadığından hükmün bu yönden incelenmesi gerekir.
Diğer yönden davalının evlilik dışı ilişki sonucu hamile kalıp çocuk doğurduğuna değinen iddia yeteri kadar araştırılmamıştır.Tarafların ayrılma tarihleri kesin olarak tespit edildikten sonra son çocuğun koca ile birleşme sonucu olup olmadığı araştırılarak daha önceki evlilik dışı ilişkiler hakkındaki bilgileri de sorularak kocanın güven duygusunun sarsılıp sarsılmadığı üzerine durulmadan ve nesebin dava yolu ile red edilmemiş olmasının bütün araştırmayı engellemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasında da isabet bulunmamaktadır.Hükmün açıklanan gerekçelerle bozulması gerekir.