Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/9183
K: 1989/11156
T: 29.12.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ÖZET : Babalık davasında manevi tazminatta bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
Taraflar arasındaki nafaka, maddi ve manevi tazminat, velayetin tevdii davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının diğer temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacının Medeni Kanunun 305.maddesine dayanan, manevi tazminat isteği kabul edilmiştir. Evlilik harici doğan çocuğun anası; ana ve çocuk lehine babanın nakti tediyatta bulunması veya bu istekle birlikte babalığın ahvali şahsiyeye mütaallik bütün neticesiyle birlikte hükmen tayini dava edilebilir. (M.K.297, 30, 310) Görüldüğü gibi babalık davaları "Mali babalık davası" ve "şahsi hal sonuçlu babalık davası olarak ayrılabilir. Her ikiside Medeni Kanunun 295.maddesinden sonra düzenlenmiş ve mevzuu açıkça 297.maddede belirlenmiştir. Şu halde bu kanunun 296.maddesinde gösterilen" davanın" 297.madde belirlenen davalar olduğu açıktır. Böyle olunca "mali babalık davasına" konu olan, ana için hüküm altına alınacak manevi tazminat (M.K. 305) da, çocuk doğmadan evvel veya doğduğundan itibaren nihayet bir yıl içinde dava edilmelidir. (M.K.296) Kanunda babalık davalarının türünü kapsamına alan hak düşürücü bir süre varken Borçlar Kanunun genel hükümlerinin uygulanması mümkün olamaz.
Davacı 22.4.1983 günü küçük Ufuk'u doğurmuş ve Bolu Asliye 2.Hukuk Mahkemesinin 1984/545 esasında kayıtlı "şahsi hal sonuçlu babalık davasının" açmıştır. O davada istek kabul edilerek oluşturulan hüküm 10.3.1985 gününde kesinleşmiş, fakat velayet konusunda bir hüküm tesis edilmediğinden 1.2.1988 günü açılan velayetin düzenlenmesine ilişkin 1988/82 esasında kayıtlı dava ile ana için manevi tazminat istemine ilişkin; olup 23.11.1987 günü açılan bu dava ile birleştirilerek sonuçlandırmıştır.
Bu durumda Medeni Kanunun 296.maddesinde gösterilen hak düşürücü süre içinde açılmayan manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken hüküm altına, alınması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazının bu sebeplerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.12.1989 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun 295.ve sonraki maddelerle babalık davasının koşulları açıklanmıştır. Evlilik dışı doğan çocuğun anası, babalığın mahkeme kararıyla belirlenmesi için dava açabilir. Çocuğun da bu hakkı vardır. (M.K.295) Babalık davasının kimler tarafından kimler aleyhine açılabileceği bu şekilde belirleyen yasa 296.madde ile bu davanın en geç l yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Dava süresini düzenleyen 296.madde 295.maddeye yollama yapmaktadır. Hemen ardından gelen ve davanın konusunu düzenleyen 297.madde ile bu davanın alelade (mali sonuçlu-parasal) babalık isteği olabileceği gibi; bütün sonuçlarıyla babalığa hüküm (kişisel sonuçlu) edilmesi şeklinde de olabileceği vurgulandıktan sonra bu davaların, birlikte ve ayrı açılına olanağının bulunduğu da ayrıca belirtilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, biri nesep diğeri mali sonuç doğurulan iki tür davanın yasalandırılması doktrin de büyük ölçüde tenkid edilmiş ve İsviçre Medeni Kanununda 1976 yılında yapılan
değişiklikle (M.K.261) tektip (babalığın tesbiti) dava biçiminde düzenlenmiştir.
Parasal sonuçlar Medeni Kanunun madde 304/305 ve 306 ile düzenlenmiştir. Parasal sonuç babalığın tesbit edilmiş olmasıyla mümkün görülmüştür. Başka bir anlatımla parasal babalık bağının varlığı olayı ile doğar. Hak doğmadan önce veya kuşku olduğu sırada hak beklentisi içinde bulunan anayı veya çocuğu dava açmaya zorlamak .mümkün değildir. Hukukta dava yararı davanın dinlenebilirlik koşuludur. Kaldıki dava harcın verilmiş olmasıyla hüküm ifade eder. Çok büyük ölçüde ödence isteyebilecek hak sahibi her zaman harcı karşılayacak yeterli maddi imkana sahip olmaması halinde bu riski tehlikeyi) de yüklenmekten kaçınarak isteğinin tümünden veya büyük bir bölümünden vazgeçmek zorunda kalabilir, yasal düzenlemenin kuşku yaratması halinde geniş yoruma yer verilmesi, yasal kuralın doğrultusunda yorumlanması gerekir. Yasal kurallar araç niteliğindedir. Önemli olan onların amaca uygun biçimde uygulanmasıdır.
Benzer bir olayda Yargıtay büyük genel kurulunda yasal düzenlemeyi amaca uygun olarak yorumlayıp hükme bağlanmıştır. (M.K.143 m.ilgili 22.1.1988 gün ve 5/1 sayılı Yargıtay inançları birleştirme kararı)
Maddi, manevi ödence isteği ile babalığın varlığına bağlı nafaka yükümlülüğü arasında yasal düzenleme yönünden bir ayrıcalık düşünülmemiştir. Dar yorumla sonuca gidilmesi halinde nafaka isteğinin l yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilirliliği sonucuna varılırki bu düşünce biçimi amaca uygun düşmez.
Sonuç olarak, maddi manevi ödence isteği babalık olgusunun hukuken gerçekleşmesi ile hüküm ifade eder hale gelir (istenebilir) Bu davanın tüm kişisel sonuçlarıyla babalık isteği ile birlikte veya onun tabi olduğu zaman aşımı süresince bağlı olarak istenmesini zorunlu kılan açık bir yasa kuralı yoktur. Açıklanan nedenlerle aile hukuku ilişkilerinden kaynaklanan ve özel bir zaman aşımıyla sınırlı olmadığından borçlar kanunun 125.maddesi ile öngörülen zaman aşımına tabi olması gereken bu tür isteklerin hakkın doğumundan itibaren 10 yıl için açılması mümkün bulunmaktadır. (Bk.Egğer 1943-1949 Cağa çevrisi N.317 (304) Sh.258 ve Ferit Hakkı Seymen T.M.H.Çt.lll.Fe.sh.443)
Belirtilen görüş doğrultusunda manevi ödence isteğinin kabul edilmiş olması doğrudur. Hükmün onanması gerekir. Sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenlerle katılmıyorum.
ÜYE
Nedim Turhan
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini