Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/8817
K: 1989/10725
T: 21.12.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Kamu Hukuku ile Akdeniz Üniversitesi Öğrenci Derneği arasındaki dernek feshi davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm Kamu Hukuku adına C. Başsavcısı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Dava, usulüne uygun tabligata rağmen 2547 sayılı kanunun 59. maddesi hükmüne göre rektörlükten gerekli izin almadan kurucu üye olan kişilerden oluşan öğrenci derneğinin feshine ilişkin olup yerel mahkemece açılan kamu davasının reddi doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Bilindiği gibi 2547 sayılı kanunun 59. maddesinde aynen "Yüksek Öğretim Kurumlarındaki öğrenim elelamları ile her düzeydeki öğrenciler siyasi partilere ve bunların her türlü yan kuruluşlarına üye olamazlar, bir parti hesabına faaliyet gösteremezler. Kamu yararına olan dernekler dışında herhangi bir derneğe üye olmak rektörün iznine bağlıdır" denilmektedir.
Davalı Akdeniz Üniversitesi Öğrenci Derneği'nin unsurları ve koşulları 2908 sayılı Dernekler Kanununun 59. maddesinde belirlenen kamu yararına bir dernek sayılamıyacağı tartışmasızdır. Bu durumda davalı derneğin kurucu üyelerinin rektörlükten gerekli izni almadan davalı derneği kurmaları ve ilaveten 2908 sayılı kanunun 10. maddesinde öngörülen usulüne uygun tebligata rağmen 31 gün içinde kurucu üyelerin hukuki durumlarındaki kanuna aykırılığı gidermemeleri 2547 sayılı kanunun 59. maddesinin ihlaline ve adı geçen derneğin feshine yol açar.
Yerel mahkeme için rektörlük izninin kamu yararına olan derneklerle öğrenci dernekleri dışında kalan dernekler için söz konusu olacağına ilşkin görüşü kanun hükümlerinin oturumunda açık bir yanılgıya ve değerlendirme hatasına düşüldüğünü göstermektedir. diğer taraftan genel bir kanun niteliğindeki Dernekler Kanununun benzer bir hükmü taşımaması özel bir kanun olan 2547 sayılı yasının 59. maddesi hükmünü ortadan kaldırdığı (zımnen ilga ettiği) biçiminde yorumlanamaz ve Üniversitelerin iç işlerine idare ve öğrenci ilişkilerine ilişkin özel bir hükmün Dernekler Kanunu içinde de tekrarlanması gerektiği düşüncesi belimsenemez.
Öyle ise 2547 sayılı kanunun 59. ve 2908 sayılı kanunun 10. maddelerine uygun olarak açılan davanın kabulü ile yasa hükmüne aykırı olarak kurulduğu anlaşılan davalı derneğin feshine karar verilmesi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yangıya düşülerek isteğin reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
 
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 21.12.1989 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
2547 sayılı YÖK Kanununun 6.11.1981 günü yürürlüğe giren 59. maddesinde "Yüksek Öğrenim Kurumlarında... her düzeydeki öğrenciler... bir parti hesabına faaliyet gösteremezler. Kamu yararına olan dernekkler dışında herhanngi bir dernneğe üye olmak rektörün iznine bağlıdır." biçiminde kısıtlayıcı hüküm yer almasına karşılık 7.10.1983 gününde yürürlüğe giren 2908 sayılı Dernekler Kanununun 16/son maddesinde "Yüksek Öğrenim öğrencilerinin, kurumlarından alacakları öğrenci belgesi ile öğrenci derneklerine yaptıkları müracaat üzerine üyeliğe kabulleri zorunludur" hükmüne yer verilmiştir.
İki kanun hükmü bakımından açık bir çeliki görülmektedir. Her iki kanun hükmünde de kamu yararına olan dışında dernekleri bakımından Üniversite öğrencilerinin hangi şartlar altında üye olabilecekleri düzenlenmiştir. YÖK Kanunu Dernekler Kanununa nazaran daha dar çerçeveli bir düzenlemeyi taşıması aradaki (normun) kuralın özel kural olduğunu göstermez. Daha dar çerçeveli kanunlarda daha genel (norm) kural yer alabileceği gibi daha geniş çerçeveli bir kanunda da daha özel (norm) kural yer alabilir. Yeter ki her iki norm da aynı konuyu düzenlemiş bulunsunlar.
Kurallar karşılaştırılmasında fazla unsur (ayırıcı unsur) taşıyan kural özel kural kabul edilir ve olaya o uygulanır. Eğer kuralların unsurlarında denklik varsa sonra kabul edilen kural ilk kuralı zımnen ilga etmiştir.
Herkese şamil Anayasa kuralı, kişinin "önceden izin olmaksızın dernek kurma hakkına sahip" olmasıdır (Anayasa Madde 33). Yine aynı madde hükmüne dayanarak dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller üniversite öğrencileri bakımından hem 2547 sayılı kanunda, hem de 2908 sayılı kanunda düzenlenmiştir. Şu halde somut olaya uygulanacak (norm) kural bakımından konuda birlik doğmuştur. Her iki kanunda yer alan kuralın unsurları yan yana dizildiğinde ortaya çıkan görünüş ise öğrennci derneğine üye (veya kurucu üye) olabilmek için verilecek belge bakımından çatışma bulunduğu, münhasıran öğrenci derneğine uygulanncak hüküm (ayırıcı unsur) bakımından deernekler konumundaki kuralın (normun) özel kural olduğu açıkça meydandadır. 2547 sayılı kanun "Rektörün izin belgesini" ararken 2908 sayılı kanun "kurumlarından alacakları öğrenci belgesini" yeter görmüştür. 2908 sayılı kanun "kurumlarından alacakları öğrenci belgesini" yeter görmüştür. 2908 sayılı kanun daha sonra yürürlüğe girdiğine göre 2547 sayılı kanun çatışan hükmünü (öğrennci derneklerine giriş bakımından) zımnen ilga etmiş kabul etmek gerekir.
Öte yandan 2908 sayılı Dernekler Kanununun 1"6. maddesi, 2547 sayılı kanunun 59. maddesine muvazi bir biçimde "Üniversite ve fakültelerle bunlara bağlı Yüksek Okul veya enstitülere kayıtlı öğrencilerin REKTÖRLÜKTEN AALDIKLARI YAZILI İZİNLE öğrenci derneklerine yaptıkları müracaat üzerine, üyeliğe kabulle zorunludur" şeklinde yasama orrganına teklif edilmişken, oradaki müzakereler sırasında siyasi tercih değişmiş, hüküm 2908 sayılı kanunda benimsenenden ayrılarak "Yüksek Öğretim öğrencilerinin, KURUMLARINDAN ALACAKLARI ÖĞRENCİ BELGESİ İLE, öğrenci derneklerine yaptıkları müracaat üzerine üyeliğe kabulleri zorunludur" şeklinde kabul edilmiştir.
Görülüyor ki, kanun vazıının son iradesi öğrenci derneği üyesi olabilmeyi Rektörün iznine bağlamamak, öğrenci olduğunu belgeleme ile yetinmek yönündedir.
Bu sebeple çoğunluk görüşüne katılamıyorum. Mahkemenin öğrenci derneği üyesi olabilmek için Rektörün iznine gerek bulunmadığı, öğrenci olmanın belgelenmesinin yeterli bulunduğu yönündeki görüşü doğrudur. Karar onanmalıdır.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini