Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/6979
K: 1989/8890
T: 02.11.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Mehmet ile Ayşe arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda, tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Yerel Mahkemece, Medeni Kanunun 134/3. maddesi uyarınca ve eşlerin anlaşmalarına dayanarak boşanmaya karar verilmiştir.
Gerçekten 12.5.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3444 sayılı Kanunla Medeni Kanunun 134. maddesine eklenen üçüncü fıkra ile müştereken boşanmayı isteyen eşlere olanak tanınmıştır. Buna göre, evliliğin en az bir yıl sürmesi halinde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde hakim başkaca bir delil toplamadan evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul ederek Medeni Kanunun 134/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verecektir. Ne varki, rızaya dayalı bir boşanmada en önemli faktör hakimin boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasıdır. Bunun içinde tarafların bu yönde hazırladırları anlaşmayı öncelikle mahkemeye tevdi etmeleri gerekmektedir. Ancak bundan sonradırki hakim yapacağı inceleme ve araştırma sonucu anlaşmayı uygun görmesi halinde boşanmaya karar verebilecek ve ayrıca tarafların ve çocukların menfaatlerini nazara alarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilecektir (3444 sayılı Kanunun Hükümet Tasarısı madde gerekçeli). Kuşkusuz bu değişikliklerin taraflara kabul edilmemesi halinde açılan dava reddedilecektir.
Medeni Kanunun 134. maddesiyle yapılan değişiklik ile tarafların boşanma konusunda müşterek karar ve iradelerine değer ve hukuksal sonuç tanınırken, başka bir ifade ile hiç bir delil toplanmadan yalnızca eşlerin beyanları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilirken, ileride eşlerden birinin yada çocukların herhangi bir zarar görmemesi için hakime re'sen (kendiliğinden) müdahale olanağı ve yetkisi tanınmıştır. Bu müdahalenin amacı, evlilik birliğinin onarılmaz birbiçimde yara alması ve eşlerin artık evlilik birliğinin devamına yönelik isteklerini kaybetmeleri halinde boşanabilmek için herşeyi göze almalarının önlenmesidir. Bir anlamda kendi yararlarını ve özellikle çocukların çıkarlarını düşünemeyecek duruma gelen eşlere gelecekteki günler açısından daha sağlıklı ve mantıklı koşulların sağlanmasıdır. Böylece de boşanmanın ortaya çıkaracağı ruhsal çöküntüler. sorunsuz ve güvenceli bir gelecek ile dengelenmiş olacaktır.
Gerçekten de boşanma kararına ulaşmış eşlerin içinde bulundukları ruhsal durum ve duygusal ortam gerek kendileri ve gerekse müşterek çocuklarla ilgili olarak her zaman sağlıklı bir karar vermelerini engellemektedir. Bazan da boşanmayı çok arzu eden eşin bu sonuca ulaşabilmek için ileride kendini büyük mağduriyetlere düşürebilecek koşulları gereğince ve yeterince düşünmeden ve özellikle menfaatlerini dikkate almadan herşeyden vazgeçebilecekleri dikkatten uzak tutulamaz. Diğer taraftan ender olaylarda olsa bile eşlerden biri diğer eşin ya da onun yakınların cebir, hile ve tehditleriyle boşanmanın fer'i sonuçlarıyla ilgili olarak önemli ölçüde feragat gösterebilir. Hatta davacı eş dahi bir an önce boşanmayı ağlıyabilmek ve bu yükten kurtulabilmek için kendi geleceğini tehlikeye atabilir. Örneğin, bütün mal varlığını davalıya bırakmaya razı olabilir. İşte bütün bu ve benzeri hallerde  boşanmanın ileride eşlerden biri yada çocuklarla ilgili olarak adaletsiz, haksız ve çok ciddi sakıncalar doğurmaması için yasakoyucu tarafların boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hakkında hakimin açık müdahalesini zorunlu görmüştür. O kadar ki taraflar hakimin değişiklikönerilerini benimsememeleri halinde anlaşmaya rağmen davanın reddi anılan 134. maddede hükme bağlanmıştır. Çünkü söz konusu yasa hükmünün dayandığı temel ilke; rızaya dayalı boşanmada hakimin gerekli müdahaleyi yapması ve taraf yararları ile çocukların korunması açısından adil, mantıklı ve hakkaniyete uygun mali koşulları belirliyerek kalıcı bir dengeyi gerçekleştirmesidir.
Kuşkusuz hakimin böyle bir yetkiyi haklı, adil ve taraflarla çocukların yararlarına uygun bir biçimde kullanabilmesi için yalnızca eşlerin sosyal ve ekonomik durumlarıyla ilgili beyanlarına itibar etmemesi, doğrudan araştırma yapması, ilgili yerlere yazı yazarak eşlerin taşınır ve taşınmaz mallarını ve gelir durumlarını gerçeğe uygun bir biçimde tesbit etmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde sağlıklı bilgilere sahip olması halindedir ki hakim kendisine tevdi edilen anlaşmanın (düzenlenenin) gerçeklere uygun düşüp düşmediğini belirliyebilir, dolayısıyla taraflarla çocukların mevcut ve gelecekteki yararları açısından hakkaniyete uygun bir denge kurabilir. Aksi takdirde mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan taraflarca boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili olarak mahkemeye tevdi edilen anlaşma (düzenleme) aynen benimsenirse Medeni Kanunun kabulünden bu yana Türk boşanma hukukunda altmış yılı aşkın bir süre benimsenmemiş rızaya dayalı boşanma amacına ulaşmamış ve öncelikle eşlerle çocuklar sonrada toplum açısında önemli sakıncalar doğurmuş olur.
Öyle ise olayımızda yasanın öngördüğü ve kanun yolu denetimine olanak verecek bir biçimde (boşanmanın mali sonuçları ile çocukları durum hususunda) taraflarca uygun bulunacak ve mahkemece değerlendirilerek bir anlaşma (düzenleme) mahkemeye tevdi edilmemiş bulunduğu halde bu yön gözönünde tutulmadan boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
 
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.11.1989 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
Medeni Kanunun 3444 sayılı Kanunla değişik 134/3. maddesi uygulaması bakımından sayın çoğunluğun açıklamalarına katılmamak mümkün değildir. Ancak, tarafların hakim önüne getirmeleri gereken anlaşmanın kapsamında ihtilaf toplanmamaktadır. Kanun vazıı Medeni Kanunun 150/51. madesinde yer alan kurala paralel olarak çocukların durumunun ve boşanmanın mali sonuçlarının çözümlenmesini hakimin kontrolüne tabi tutmuş ve boşanma kararının bir şartı olarak benimsenmiştir. Tabiiki fiili duruma uygun düşer bir problem varsa hakim huzuruna getirilecektir. Mesela tarafların çocukları yoksul çocukları durumu hakkında beyanda bulunmadınız binaenaleyh Medeni Kanunun 134/3. maddesinden yararlanamazsınız demek mümkün olmadığı gibi taraflar arasında boşanmadan kaynaklanan bir mali problem yoksa bu konuda beyanda bulunmadığından söz ederek isteğin kanunun hükümlerine uygun bulunmamakta mümkün değildir. Aksi düşünce "Kanunen sarahat alamadıkça hiç kimse kendi lehine alan... hakkını talebe icrar olunamaz" (HUMK 79) kuralı ile bağdaşmaz.
Öte yandan bu gibi hallerde Medeni Kanunun 150/3. maddesinde yer alan kurala bin istisna oluşturacak biçimde "her iki tarafın bu babda sevkedecek her türlü ikrarları dahi" HUMK.236. maddesi uyarınca tarafları bağlayıcı nitelikte olacaktır. Boşanmanın mali sonuçlarını düzenleyen bir anlaşma verilmemesi sebebine dayanan bozmaya ve bu yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini