 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/6785
K: 1989/8760
T: 30.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : C.A. ile E.A. arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Boşanma davaları kanunda öngörülen belirli sebeplerin varlığı halinde bir hukuki durumun evliliğin değiştirilmesini evlilik birliğinin sona erdirilmesini ve ayrca bu sonuçla ilgili yan tedbirlerinde birlikte düzenlenmesini sağlama amacına dayalı yenilik doğuran inşai bir dava türüdür. Başka bir anlatımla, yargı kanalıyla eşlerden birinin yeni bir hukuki durum yaratma isteğinin hukuka uygunluğunun belirlenmesi yoludur. Yalnızca eşlere tanınan dava hakkı diğer yenilik doğuran haklar gibi doğrudan irade açıklamasıyla değil, ancak dava açma yolu ile kullanılabilir ve kesinleşen bir yargı kararı ile sonuç doğurur (August Egger, İsviçre Medeni Kanunu Şerhi Aile Hukuku Tahir Çağa çevirisi, ikinci bask İstanbul 1943. Sahife 189., Feyzi Necmeddin FEYZİOĞLU, Aile Hukuk üçüncü baskı İstanbul 1986 Sahife 332., Bilge Öztan Aile Hukuku ikinci baskı Ankara 1983 Sahife 257., Andreas B. Schwarz Aile Hukuk I, Bülent Davran çevirisi ikinci baskı İstanbul 1943 Sahife 162., Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku Cilt 2. Aile Hukuku beşinci baskı İstanbul 1965 Sahife 233). Halböyle olunca Medeni Kanunun 134. maddesini değiştiren 3444 sayılı kanunun geçici 1. maddesiyle getirilen ve fiili ayrılığı bir boşanma sebebi kabul eden Medeni Kanunun 134. maddesinin son fıkrasının bazı şartların gerçekleşmesi halinde geriye doğru yürümesini sağlıyan tasfiye hükmü de sonuç olarak evlilik birliğinin sona erdirilmesini boşanmayı içerir. Bu hak da ancak, dava açma yolu ile kullanılabilir. Özetle 3444 sayılı Kanunun 4. maddesiyle değiştirilen Medeni Kanunun 134. maddesinin üçüncü fıkrasında, eşlerin aralarında anlaşarak boşanma davası açmaları hali birlikte başvurma sözcükleriyle ifade edilmiştir. Çünkü ortada, boşanma şeklinde nihai bir talebi kapsayan bir dava mevcut olmadıkça Mahkemelerin yargılama yapmaları ve boşanmaya karar vermeleri hiç bir şekilde mümkün değildir. Eşler arasında aile birliğini sona erdirici nitelikte ve aynı zamanda eşlerin hukuki ilişkilerinde değişiklik yaratıcı özellikte yenilik doğurucu bir yargı kararı ancak boşanma davası açılması halinde verilebilir (Ergun Önen İnşai Dava, Ankara 1981 baskı Sahife 66).
Öte yandan 7.12.1964 tarihli ve 3/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıklandığı üzere; dava, Mahkemeden verilecek bir hükümle bir iddia üzerine hukuki korunmanın sağlanması dileğidir. Böyle bir talepde bulunabilmesi ise, her şeyden önce HUMK.'nun 179. maddesinde ayrıntılı bir biçimde belirtilmiş hususları kapsayan bir dava dilekçesinin düzenlenmesi ve bu dilekçenin harçlandırılması şartına bağlıdır. Hemen eklemek gerekirki boşanma gibi harca tabi davalarda, davanın harcın ödendiği tarihte açılacağı ve davacının harç ödemeden dava dilekçesini Hakimine havale ettirmek suretiyle kendisine düşen görevi yerine getirmiş sayılamayacağı 6.2.1984 tarihli ve 1983/7 Esas, 1984/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de açıkça ifade edilmiştir. Öyle ise bütün bu hususlar gözetilmeden ve ortada usulüne uygun düzenlenip harçlandırılmış bir dava dilekçesi söz konusu olmadan, 3444 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine dayanılarak boşanmaya karar verilmesi ya da böyle bir talebin dikkate alınması söz konusu olamaz.
Bütün bu açıklamalardan sonra olayımıza gelecek olursa, dava; Medeni Kanunun o tarihte yürürlükte bulunan 134. maddesi uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma isteminden ibarettir. Olayda davacı vekili 8.9.1988 tarihli harçsız dilekçesiyle Medeni Kanunun 3444 sayılı Kanunla eklenen 134/son ve geçici 1. maddelerine göre boşanmaya karar verilmesini istemiş, mahkemece de istek yerinde görülerek ve tarafların üç yıldır ayrı yaşadıkları olgusundan hareket edilerek 3444 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca boşanma doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklandığı gibi 3444 sayılı Kanunun geçici 1. ve anılan kanunla değiştirilen Medeni Kanunun 134/son maddesine dayalı ve usulüne uygun loarak açılmış bir dava bulunmadığı ve davacı vekilinin harçsız dilekçesiyle vaki isteğinin bir dava niteliğinde sayılamayacağı düşünülmedenv e özellikle davacı dayanağını teşkil eden şiddetli geçimsizlik sebebine göre deliller (fiili ayrılık dışında bağımsız olarak yeterince tartışılıp değerlendirilmeden yazılı düşüncelerle boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına 30.10.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.