 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1989/558
K: 1990/3063
T: 20.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : N.D. ile A. ve S.D. aralarındaki boşanma, nafaka ve manevi tazminat davasının yapılan mahukamesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hükmü temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2 - Boşanmaya gerekçe yapılan ve davacıya yönelik bulunan olay evlilik birliğinin temelinden sarsılmış bulunduğunun kabulü yeterli değildir. Gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki çelişkinin giderilmesi için karardaki gerekçenin dosya içeriğine uygun olarak düzeltilmesi gerekir.
3 - Karar yerinde gereği gibi tartışılmayan dosyadaki bütün delillerden şiddetli geçimsizliğe, davalının sadakatsizliği, eşi davacıyı dövüp hakaret etmesi, evden kovması gibi süreklilik arz eden tutum ve davranışlarıyla neden olduğu anlaşılmaktadır. Davacıya yönelik ciddi bir kusurun varlığı kanıtlanmamıştır.
Davalının belirtilen eylemleri Medeni Kanununun 24 ve 150/2. maddeleriyle öngörülen kişilik haklarının zedelenmesinin kabulünü gerektiren tüm yasal koşulları kapsamaktadır.
Medeni Kanunun 24. maddesinin korunması altında bulunan kişilik haklarını zedeleyen 3. kişilerde eylemlerinden kaynaklanan zarardan sorumludurlar. Davada 3. kişi durumundaki kayın peder A.D.'nin hakareti içeren sözleri Borçlar Kanununun 49. maddesi çerçevesinde oluşturulan koşullarla davacının kişisel haklarını zedeler niteliktedir. Açıklanan maddi olgularla kocanın kişisel hakları zedeleyici davranışlarıyla boşanmaya sebebiyet verdiği, Medeni Kanunun 143/2. maddesi uyarınca diğer davalının ise Borçlar Kanununun 143/2. maddesi uyarınca diğer davalının ise Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince sorumluluğu gerçekleşmiştir. Hal böyle olunca davalıların boşanma ile bozulan manevi dengenin giderilmesini amaçlayan yasal yaptırım niteliğindeki manevi ödenceden sorumlu tutulmaları gerekir iken dosya içeriğine uymayan gerekçelerle bu isteğin reddedilmiş olması doğru değilse de red kararına esas olan gerekçenin değiştirilmesi ve düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
4 - Temyize konu kararın gerekçe bölümünün karardan çıkarılması yerine 3. maddede belirtilen gerekçenin konulmasına,
5 - Gerçekleşen ve açıklanan maddi ve yasal olgulara rağmen tarafların maddi varlıkları gelirleri, sosyal yaşantıları, zedelenen kişisel hakkın niteliği ve kusur ağırlığı dikkate alınarak uygun miktarda manevi ödenceye karar verilmemiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyize konu hükmün 5. bendde belirtilen nedenle BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan yüzbin lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 20.3.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre hükmün onanması düşüncesindeyim. Bu itibarla çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.