 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1988/8407
K: 1988/9547
T: 24.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : (O.M.) ile (G.M.) arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Ceza mahkemesinin aynı zamanda boşanma sebebi olan bir suçtan dolayı verdiği mahkumiyet kararı, özellikle mahkumiyet kararında belirlenen maddi olgu (olay), boşanma davasında hukuk hakimini bağlar ve kesin delil olur (Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 4, 4. baskı 1984 Sh.. 3603). Zina, mutlak bir boşanma sebebi teşkil eder. Onun için boşanma davasında ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararı dışında başkaca bir delil aramasına gerek yoktur. Karar başlı başına boşanma kararı vermeye yeterlidir. bu itibarla olayda. hukuk hakiminin kesinleşen zinaya ilişkin cezalandırma ilamına rağmen fiilin (eylemin) sabit olup olmadığı konusunda yeniden araştırma yapılması ve zinanın mevcut olmadığı yolunda sonuca ulaşılması yanlıştır. Böyle bir uygulama, hukuk ve ceza mahkemelerinin aynı maddi olayın varlığı ile ilgili farklı görüşleri karşısında adalete duyulan inanç ve güvenin ağır bir biçimde sarsılmasına yol açar. İşte bunun önlenmesi için Borçlar kanununun 53 üncü maddesi sevk edilmiştir.
Olayımızda davacı koca, 8.8.1987 tarihinde gerçekleşen zinaya dayanarak 11.2.1988 gününde boşanma isteminde bulunmuştur. Bilindiği gibi, zina sebebiyle boşanma davası açmaya hak kazanan karı ya da koca, boşanma sebebini, yani davalı eşin zina yapması olgusunu öğrendiği günden başlıyarak altı ay içerisinde dava açmak zorunludur (M.K'129/2). Kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemelerce kendiliğinden (re'sen) gözönünde tutulur. Hak düşürücü nitelikte olan bu süre, temadı eden (devam edegelen) eylemler için, temadinin bittiği günde başlar. Ne var ki olayda, ceza davasına konu olan eylem münferit (tek) kalmış, ondan sonra zinanın davam ettiği ispat ve hatta, iddia edilmemiştir. Şu durumda altı aylık sürenin geçmesinden sonra açılan işbu boşanma davasının reddi gerekir. Mahkeme kararı açıklanan gerekçelerle ve sonucu itibariyle doğrudur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple ONANMASINA, 24.10.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.