 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1988/3211
K: 1988/5558
T: 26.05.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : (İ.G.) ile (A.G.) arasındaki boşanma kararının tanınması davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davalı tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Türklerin kişi hallerine ilişkin yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için, Türk kanunlar İntilafı gereğince yetkili kılınan hukukun uygulanması, hükmün Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması ve Türk vatandaşı olan davalının tenfize bu yönden itiraz etmemiş olması zorunludur (2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul hukuku Hakkında Kanun madde 38). 3444 sayılı kanunla rızai boşanmaya imkan verilmiş ise de anılan değişikli 12.5.1988 tarihinde sonra açılacak davalarda söz konusu olabilir. Temyize konu dava ise daha önce açılmış olup, eski hükme (M.K. 134 tabidir. Değişiklikten önceki Türk Medeni Kanununda eşlerin rızai (iradi) boşanmalarına yer verilmemiştir. buna rağmen tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamında sebep gösterilmeksizin tarafların anlaşmalarına göre, yeni rızai olarak boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan incelenen tenfize konu yabancı ilam Türk Medeni kanununun 134 üncü maddesine dayandırılmış ise de, sözü geçen maddenin unsurlarının varlığı ve bu konuda ne gibi delillerin toplandığı karar metninde anlaşılmaktadır. Oysa tenfize karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararında türk hukukuna ya da ilgili maddeye atıfta bulunulması yeterli olmayıp Türk Hukukunun gerçekten uygulandığının ispatlanması zorunludur. İşte bütün bu sebeplerle isteğin reddine karar verilmesi gerekirken az önce açıklanan yönler gözönünde tutulmadan boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA 26.5.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.