 |
T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
E: 2003/14900 2003/14900
K: 2003/15625
T: 17.11.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4721/m.313, 315, 316
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 315. maddesi ile "evlat edinme kararı, evlat edinenin oturma yeri; birlikte evlat edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlatlık ilişkisi kurulmuş olur" hükmü getirilerek, evlat edinmeye izin kararı verilmesi usulü kaldırıldığından, dava ve hüküm tarihi itibariyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8. maddesinin 5. bendindeki evlat edinme davalarında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin hüküm, zımni olarak yürürlükten kaldırılmıştır.
469 Sayılı Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakim Teşkilatına Ait Ahkamı Muaddil Kanununun 3. maddesinde "Asliye Mahkemeleri Sulh Mahkemelerinin selahiyetleri haricinde kalan bilcümle hukuk, ceza, ticaret, davalarını usul ve kanuna tevfikan kabili temyiz olmak üzere görür." Hükmü gereğince, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin ise istisna olduğundan 01.01.2002 tarihinden itibaren evlat edinme davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mahkemece, Asliye hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak, resen dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasa gidilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan; Türk Medeni Kanununun 313. maddesinde ergin ve kısıtlıların hangi hallerde evlat edinilebileceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinde;
"Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.
Araştırma özellikle evlat edinen ve edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir" hükmü mevcuttur.
Mahkemece, Medeni Kanunun 313. maddesinde belirtilen halin mevcut olup olmadığı tespit edilmeden ve 316. maddesi gereğince kapsamlı bir araştırma yapılmadan tarafların beyanları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.