 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E:1999/9796
K:1999/13458
T:25.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARALAMA SUÇU
RAPORLARDAKİ ÇELİŞKİ
DENEME SURESİ
KARAR ÖZETİ:1- Mağdura ait geçici raporla kesin rapor arasında "yaşamsal tehlikenin varlığı" bakımından tutmazlık bulunduğundan, mağdurun "yaşamsal tehlike" geçirip geçirmediği ve "işten kalma süresi" ATK.dan sorularak suç niteliğinin buna göre belirlenmesi gerekir.
2-Önceki hükümlülüğü nedeniyle hakkında TCY.nın 54/2. maddesi uygulanan sanığın cezası 647/6. maddeye göre ertelense dahi "deneme süresinin" bir yıl kabul edilmesi gerekeceğinden bu sürenin geçmesi halinde "aynen infaz kararı" verilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 456/1-2-4)
(647 s. CİK. m. 6)
(2253 s. ÇMK. m. 38)
Yaralamaktan sanık İbrahim'in yapılan yargılaması sonunda; Mahkumiyetine, müeccel cezasının aynen infazına, emanette kayıtlı suç konusu çakı bıçağının zoralımına, yargılama giderinin sanıktan tahsiline dair (Tavas Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 17.9.1998 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığının 18.6.1999 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
1-Mağdura ait 30.9.1997 günlü geçici raporda Hayati tehlikesinin mevcut olduğu, 15.10.1997 günlü kesin raporda ise hayati tehlike geçirmeyip 7 gün iş güçten kaldığı belirtilmiş olduğu cihetle, mevcut yaralanma sebebiyle mağdurun hayati tehlike geçirip geçirmediği ve iş ve güçten kalma süresi Adli Tıp Kurumundan sorularak suç vasfının ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Sanığın önceki mahkumiyeti dolayısıyla hakkında TCK.nun 54. maddesinin 2. fıkrası uygulanmış olup buna göre ertelemenin 2253 sayılı Yasanın 38. maddesine göre yapılması gerekirken 647 sayılı Yasanın 6. maddesine göre ertelemesinin deneme süresi itibariyle aleyhe yorumlanmaması gerektiği, söz konusu kanun hükmünde deneme süresi 1-3 yıl arasında gösterilmiş olup bu aşamada sanık yararına değerlendirme yapılıp bu sürenin 1 yıl kabulünün zorunlu bulunduğu, önceki hüküm tarihinden itibaren 1 yıldan fazla sürenin geçtiği gözetilip aynen infaz kararı verilemeyeceği cihetle hatalı değerlendirme ile bu cezanın da çektirilmesinin öngörülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan aleyhe bozma yasağı gözetilerek hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına, 25.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.