 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E:1999/5783
K:1999/6299
T:12.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BIÇAKLA YARALAMA
KÜÇÜK SANIK
CEZA KARARNAMESİ
KARAR ÖZETİ:15 yaşından küçük ve bıçakla yaralama suçundan sanık hakkında -savunma hakkı kısıtlanarak- CYY nın 386. maddesine göre düzenlenen ceza kararnamesi ile hüküm kurulması 2253 sayılı Yasanın 9, 10, 12 ve 20, maddelerine aykırı olup yok hükmündedir. Ancak bu durumda yazılı emir yoluyla bozmada dahi-daha önce duruşma yapılmadığından- duruşma açılarak yargılama yapılması gerekir.
(2253 s. ÇMK. m. 9,10, 12, 20)
(765 s. TCK. m. 456/4, 457/1)
Bıçakla müessir fili suçundan sanık Eyüp'ün TCK.nun 456/4, 457/1, 2253 sayılı Kanunun 12, 10. maddeleri uyarınca 760.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair, (Sivas 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 2.3.1999 gün ve 1999/63-79 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20.4.1999 gün ve 8734 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığının 27.4.1999 gün ve 45868 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu:
Mezkür İhbarnamede;
Kayden 1986 doğumlu olup, suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu ve 2253 sayılı Kanunda öngörülen yargılama usulüne tabi bulunduğu anlaşılan sanık hakkında savunma hakkının kısıtlanarak CMUK.nun 386. maddesi uyarınca ceza kararnamesiyle hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.
2253 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinde, çocuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde "...küçükler tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturma bu kanunda yazılı usullere göre görevli mahkeme ve Cumhuriyet Savcılığınca yapılır. Şu kadar ki küçükler hakkında bu kanunda gösterilen tedbir ve cezalar uygulanır" 42. maddesinde "Diğer Kanunların bu kanuna aykırı hükümleri küçük suçlular hakkında uygulanmaz ." 18. maddesinde, "bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır." Hükümleri yer almakta olup inceleme konusu ile ilgili bu kurallarla birlikte kanunun bütününe bakıldığında, küçükler tarafından işlenen suçlarla ilgili davaların yargılama ile sonuçlandırılması esasını öngördüğü, Kanunun 12. maddesindeki ceza verme veya tedbir uygulama, 10. maddesindeki tedbirlerden uygun olanın takdiri, bu amaçlarla 20. madde çerçevesinde yapılacak incelemenin kapsam ve içeriği, Kanunun 9. maddesinde düzenlenen büyüklerle birlikte işlenen suçlarda izlenecek yöntem, 38. maddesindeki şartlı erteleme gibi hususların çözümünün hakimin karar öncesi gerekli ve yeterli bir araştırma yapmasına bağlı olup yargılama gereğinin doğal sonucu olduğu tesbit edilmekte, hüküm öncesinde gerekli olan araştırma ve değerlendirmenin buna dayandırılması olgusu da, küçükler hakkında yargılama yapmadan hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla haklarında ceza kararnamesi düzenlenemeyeceği sonucunu ortaya koymaktadır.
Diğer taraftan,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.11.1986 tarih ve 280/506 sayılı Kararında da işaret olunduğu gibi, "CMUK' nun duruşma yapılmasına, bitirilip hüküm kurulmasına ilişkin 261, 264, 265, 266, 253. maddelerindeki usul kurallarına uymamak kesin biçimde yasaya aykırılığı oluşturur" bunun sonucu olarak ta "esas hakkında verilen karar, yargılama yapılmak suretiyle verilmiş hukuken geçerli bir karar olmayıp yok hükmündedir.' esasa ilişkin hükümlerin yazılı emir yoluyla bozulması halinde "yeniden yargılama yapılmaması: Yargılama yapılarak ittihaz olunmuş kararlar içindir. Bu itibarla esası çözümleyen karar yargılama yapılmaksızın verilmiş olduğundan yeniden yapılacak muhakeme tekriri muhakeme mahiyetinde olmayıp ilk defa yapılacak muhakeme niteliğindedir ve bunda da zorunluluk vardır."
Bu itibarla, yazılı emre dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Sivas 1. Sulh Ceza Mahkemesinden ceza kararnamesi ile verilip kesinleşen 2.3.1999 gün ve 1999/79 karar sayılı hükmün CMUK.nun 343. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 12.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.