Gıda Maddeleri Tüzüğüne muhalefetten sanık Meryem'in TCK.nun 398, 402/1, 2, 647 sayılı Kanunun 4/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına dair, (Eyüp 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nin 24.10.1 996 gün ve E.1 995/1 026, K. 1996/965 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.1.1999 gün ve 1138 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığının 28.1.1999 gün ve 6176 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu:

 

Mezkur İhbarnamede;

Sanığın, imal edip satışa sunduğu ekmeklere evsaf etiketi yapıştırmamak şeklinde tezahür eden eyleminin TCK.nun 2. maddesi delaletiyle 560 sayılı KHK'ye 4128 sayılı Kanun ile eklenen 18/A-g maddesine uyduğu ve TCK.nun 119. maddesi kapsamına girip ön ödemeye tabi bulunduğu nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.

Sanığın 12.7.1994 tarihinde işlediği, üretip satışa sunduğu ekmeklere evsaf etiketi koymamak şeklindeki eyleminden TCK.nun 398, 402. maddeleri uyarınca cezalandırılması için açılan kamu davasında, suçun gerçekleştiği kabul edilerek 24.10.1996 tarihinde mahkumiyet kararı verilmiş ve bu karar 6.12.1996 tarihinde kesinleşmiştir.

4113 sayılı Yetki Kanununa dayanılarak gıda rejimini bir bütün olarak düzenleme amacı güden 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve bunun hükümlerine aykırı davranışların yaptırımlarını içeren 4128 Sayılı Kanunla bu kararnameye eklenen 1 8/A maddesi 28.6.1995 ve 3.11 .1995 tarihlerinde yayınlanmakla beraber; KHK.nin uygulanabilirliği öngörülen Yönetmeliklere bağlanmış ve konu ile ilgili Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği 16.11.1997 tarihinde yürürlüğe girdiğinden , bu tarihten itibaren kararname hükmü uygulanabilir hale gelmiştir.

Bu durumda, mahkemenin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kurallar çerçevesinde kurduğu bir hüküm söz konusu olup CMUK.nun 343. maddesinde düzenlenen yazılı emir yolu ancak Yargıtay'ca incelenmeden kesinleşen hükümlerde mevcut yasaya aykırılıklarla ilgili bulunduğundan, tebliğ namedeki isteğin TCK.nun 2/2. maddesinde yer alan, lehe olan kanunun infaz olunacağına ilişkin kural çerçevesinde, CMUK.nun 402/1. maddesinden hareketle çözümlenmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, TCK.nun 2/2. maddesine dayanan aykırılıkların mahallince değerlendirilip gerekli kararların alınması hususu gözetilerek, yazılı emre dayanan tebliğ namedeki bozma isteğinin (REDDİNE), 8.12.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972