 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/2325
Karar No: 1998/2271
Tarih: 3.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TELEVİZYON YOLU İLE HAKARET
- MANKENLERİNSOYUNMA ODASINDAKİ
GÖRÜNTÜLERİNİNYAYINLANMASI
KARAR ÖZETİ: Defilede elbise sunan katılan mankenlerin soyunma odasında elbise değiştirdikleri, üzerlerinde sadece külotlu çorapları kaldığı sırada -hepsi yetkili ve sorumlu olup birlikteki eylemleriyle- onların rızaları dışında özel ya da kamu yararı bulunmadığı halde görüntüleri gizli kamerayla saptayıp televizyonda yayınlayarak teşhir etmek suretiyle toplumun ortak edep düşüncesine aykırı davranan, "haber verme hakkı" sınırını aşan sanıkların TCY'nın 482/4. maddesine uyan suçları belli olmuştur.
(765 s. TCK. m. 482/4)
Televizyon yolu ile hakaretten sanık Kubilay, Özcan, Serpil ve Sefer haklarında yapılan duruşma sonunda: sanıkların eylemi TCK'nun 547. maddesine uygun olduğu anlaşılmakla ve vaki zamanaşımı nedeniyle haklarındaki kamu davasının ortadan kaldırılmasına, 5 adet video kasetinin dosyada saklanmasına dair (İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi)'nden verilen 9.5.1997 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahiller tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığının 12.2.1998 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
TCK' nun 482/4.maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinin 5680 sayılı Basın Kanununun 20 ve devamı maddeleri gereği neşir yolu ile yapılan hakaret suçlarında görevli olduğu ve televizyon yolu ile yapılan hakaretler bakımından böyle özel bir hüküm bulunmadığı cihetle, televizyon yolu ile yapılan hakaret suçu bakımından Sulh Ceza Mahkemesi görevli olduğundan tebliğnamedeki bu hususa değinen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, Ancak; Olay sırasında sanıklardan Kubilay' ın kameraman ve programcı Özcan'ın idari ve Mali İşlerden sorumlu Genel Koordinatör, Serpil'in Genel Yayın Koordinatörü ve Sefer'in Teknik Yönetmen olarak çalıştıkları , sanık Kubilay'ın bir firmanın Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı yararına düzenlediği defile sırasında, manken olan müdahillerin elbise değiştirdikleri soyunma odasında görüntülerini video kamera ile çektiği, daha sonra bu görüntüleri yetkili olan diğer sanıklara teslim ettiği, görüntülerin televizyonda yayınlandığı, şikayet üzerine sanıklar haklarında TCK'nun 482/4.maddesi uyarınca cezalandırılmaları için dava açıldığı,
Kararın , sanıkların eylemlerinin ileri sürülen suçu oluşturmadığı gerekçesine dayandığı görülmektedir.
Olaya bakıldığında; defilede elbise sunan mankenlerin soyunma odasında elbise değiştirdikleri, üzerlerinde sadece külotlu çorapları kaldığı sırada, görüntüleri gizli kamerayla tespit edilip televizyonda yayınlanarak teşhir edildiği, görüntülenmelerinde rızaları bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kişilerin vücut mahremiyetleri, gösterilmeleri veya gösterilme biçimleri toplumun ortak edep düşüncesine aykırı düşecek şekilde teşhir edilmişse, bu eylemde; haber verme hakkı veya özel veya kamusal bir yarardan söz edilemeyeceği, esasen rıza bulunsa bile bu gösterim edebe aykırı düşeceği için, herhangi bir hukuka uygunluk sebebi bulunmayıp, kişilik hakkına saldırı niteliğindedir. Keza; Kişilerin, (namus veya vakar veya haysiyeti)'nin toplumsal ve ahlaki değerlerden oluşması ve buna saygı gösterilmesini isteme haklarının bulunması itibariyle de bu suretle sergilenmeleri, kimileri için merakları tatmin edici olsa da, toplumun ortak ahlak duygusuna aykırı olduğundan, TCK.nun 482/1. maddesinde tarif olunup korunan bu değerlere saldırı oluşturduğunu kabul etmek gerekir.
Diğer taraftan, hakaret ve sövme suçlarında saike bakılmayacağı, genel kast yeterli olduğu cihetle, sanıkların birlikteki eylemleriyle gerçekleştirilen görüntü yayınının yukarıda belirtilen niteliğini bilebilecek durumda olmaları kasıtlarının varlığını kabule de yeterlidir.
Açıklanan bu olgular değerlendirilmek suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken sövme suçunun unsurları uygun şekilde irdelenip değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş müdahiller vekillinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi (BOZULMASINA) 3.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.