 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E. 1996/7518
K. 1996/10147
T. 9.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YETKİLİ MERCİLERCE VERİLEN EMİRLERE UYMAMAK
ANIZ YAKMAK
KARAR ÖZETİ : 6831 sayılı Yasanın 76. maddesini değiştiren 4114 sayılı Yasanın 1/d maddesine göre, "ormana uzaklığı 4 kilometreden az olan yerlerdeki" anız yakma suçları "orman suçu" kapsamına alınmış; 110. maddede ise ancak iradi suçlar yasaklanmıştır.
Bu nitelikteki tarlasında dikkatsizlik ve tedbirsizlikle anız yangınına neden olan sanığın eylemi, ormana önemli zarar meydana gelme tehlikesi doğduğundan, TCK.nun 566/ 1. maddesindeki suçu oluşturur. Yasanın 526. Maddesinin uygulama yeri yoktur.
(765 s. TCK. m. 526, 566/1)
(6831 s. OK. m. 76)
Anız yakmak suretiyle yetkili mercilerce verilen emirlere muhalefetten sanık Ülfet'in yapılan yargılaması sonunda, beraatine dair, (Çardak Sulh Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1.11.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 6.6.1996 tarihli tebliğnamesiyle Daireye gönderilmekle okunup, iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
Olay tarihinde sanığın keşif ve bilirkişi incelemesi sonuçlarına göre, ormana uzaklığı 4 kilometreden daha az olan tarlasında, diğer delillerle de aksi sabit olmayan savunmasına göre, dalgınlıkla söndürmeden attığı sigarasından anızların tutuştuğu ve 3,5 dekarlık alanın 1/3'ününyandığı, bu suretle yanmanın dikkatsizliğe dayandığı, mahkemece de oluşun bu yolda kabul edildiği görülmektedir.
8.7.1995 tarih ve 22337 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 4114 sayılı Kanunun 1. maddesiyle, 6831 sayılı Kanunun 76. Maddesi değiştirilerek, maddenin (d) fıkrası ile belirtilen yerlerde anız veya benzeri bitki örtüsünü yakmak, Orman Kanunu kapsamında suç haline getirilmiş ve Kanunun 110. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, sözü edilen fıkrada; (... anız ... yakmak yasaktır) ve 110. maddenin 1. fıkrası (c) bendinde; "belirtilen fiili işleyenler" denilmesi, sebebiyle, düzenlemenin, iradi yakma eylemini yasakladığını ve yaptırıma bağladığını gösterdiğinden, mahkemenin uygun değerlendirme ile olayda bu suçun oluşmadığının kabulünde ve suç tarihi ile fiilin iradi olmaması itibariyle de TCK.nun 526/1. maddesini uygulamamasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de;
4114 sayılı Kanunla, 6831 sayılı Kanunun 76 ve 110. maddelerinde yapılan düzenlemeler madde gerekçeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, Kanunun (d) fıkrasında belirtilen yerlerdeki anız veya benzeri bitki örtüsünü yakmanın; ormanların yok olmasına neden olan en önemli sebeplerden birinin orman yangınları olduğu, orman yangınlarının büyük kısmının anız veya diğer bitki örtüsünün yakılmasından kaynaklandığı, söz konusu fıkrada tarif edilen yerlerdeki anız veya bitki örtüsünün yakılmasının ise ormanlar için görünür tehlike oluşturduğu olgusuna dayandığı anlaşıldığından;
Sanığın dikkatsizliği sonucunda yanan anız alanı da düşünüldüğünde, ormana önemli zarar meydana gelmesi tehlikesini yarattığı ve eyleminin TCK.nun 566. maddesinin 1. fıkrası kapsamında değerlendirme ve tartışılmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 9.10.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.