 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E. 1996/3853
K. 1996/4480
T. 18.4.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMAK
CEZANIN TEŞDİDEN UYGULANMASI
KARAR ÖZETİ: Babası ve üvey annesiyle seyahat ederken, meydana gelen aile içi acı ve üzüntüye yol açması kaçınılmaz olan olayda, sanık için başka olumsuz bir saikten sözedilmemesi ve aileyi yıkım oluşturması gerçeğine rağmen, (hadi canım sende) saikinden cezanın teşdiden uygulanması, (cezanın ıslah edici ve caydırıcı etkisi oluşmayacağından) şeklindeki sonuçla yasa hükmünün yukarıda belirtilen amacıyla çelişmesi nedeniyle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 455)
(647 s. CİK. m. 4)
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi ölüme sebebiyet vermekten sanık Şaban'ın yapılan yargılaması sonunda, mahkumiyetine dair (Yatağan Asliye Ceza Mahkemesi)'ndenverilen 13.6.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 26.3.1996 tarihli tebliğnamesiyle Daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre, sanık vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın, sevk ve idare hataları tam kusurlu sayılmasını gerektirmiş ve mahkemenin bu yolda kabulünde ve cezada indirim yapılmamasında oluşa aykırılık görülmemiş ise de, taksire dayanan eylemde babası ve üvey annesi ile seyahat eden sanık için olumsuz bir saikten söz edilememesine, sonucun, aile içi acı ve üzüntüye yol açmasının kaçınılmaz bulunmasına ve esasen 647 sayılı Kanunun 4. maddesinde, bu tür olaylar da gözetilerek taksirli suçunda hürriyeti bağlayıcı cezanın süresine bakılmaksızın para cezasına çevrilemesi olanağı sağlanmasına, aileyi yıkım oluşturan olaylarda bu hükmün gözardı edilmesinin cezalandırmadan beklenilen iyileştirme amacıyla da bağdaşmamasına rağmen (hadi canım sende saikinden) ibaresi gerekçe gösterilerek, cezanın teşdiden uygulanması ve (cezanın sanık üzerinde caydırıcı ve ıslah edici etkisinin oluşmayacağı) şeklindeki, sonuçla ve yasa hükmünün yukarıda belirtilen amacıyla çelişen, bu nedenle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle de 647 sayılı Kanunun 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 18.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.