 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E. 1995/501
K. 1995/1149
T. 6.2.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZORALIM (MÜSADERE) USULÜ
ZORALIM KARARINA KARŞI KANUN YOLU
KARAR ÖZETİ: C. Savcısının, şuçta kullanılan eşyanın zoralımı yolundaki isteği mahkemece CMUKnun 392 ve bunu izleyen maddeleri gereğince duruşmalı inceleme ile karara bağlanır. Bu kararın temyizi mümkündür. Buna rağmen evrak üzerinde sonuçlandırılması kanun yolunu değiştirmez. Sulh Ceza Mahkemesinin evrak üzerinde sonuçlandırma kararına C. Savcısının yaptığı itiraz sonucunda Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği karar hukuki değerden yoksun ve yok hükmündedir. Yok hükmünde olan bu karar için yazılı emir yoluna başvurulamaz.
(1412 s. CMUK. m. 392 vd., 343)
(765 s.TCKm.36)
Meskün mahalde silah atmak suçundan sanık, Fevzi hakkında, İstanbul C; Başsavcılığı'nca yapılan hazırlık soruşturması sonucunda, adı geçen sanığın yasal süresi içinde cezanın asgari haddini soruşturma gideriyle birlikte merciine ödemiş olduğundan bahisle, TCK.nun 119. maddesi uyarınca verilen takipsizlik kararı üzerine, C. Başsavcılığı'nca vuku bulan ve suç eşyası-nın TCK.nun 36. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesine dair talebinin reddine ilişkin, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nce evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen, 26.9.1 994 gün ve 1994/222 müt. sayılı karara vaki itirazın keza reddine dair İstanbul Yedindi Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1.11.1994 gün ve 1994/84 müt. sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 12.1.1995 gün ve 790 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığı'nın 17.1.1995 gün ve 4288 sayılı ihbarnamesiyle Daireye gönderilmekle okundu:
Mezkür ihbarnamede:
Tüm dosya kapsamına göre; meskün mahalde silah atmak suçu nedeniyle sanıktan zapt olunup adli emanetin 1994/1831 sırasında kayıtlı Kırık-kale marka tabancanın, suçta kullanılmış olması nedeniyle, C. Başsavcılığı'nca TCK.nun 36. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesine ilişkin talebi hakkında, CMUK.nun 392/1.393 maddeleri hükmü uyarınca, duruşma yapılmak suretiyle ortaya çıkacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, evrak üzerinde inceleme sonucunda verilmiş bulunan karara vaki itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı olduğu şekilde gerekçe ile red-dine karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
TCK.nun 551. maddesine uyan suçtan yaptırılan ön ödeme sonucunda, aynı Kanunun 119. maddesi uyarınca ve 36. maddesine göre tabancanın zoralımına karar verilmesi istenilmiş olması karşısında, suçta kullanılan eşyanın zoralımı yolundaki isteğin, CMUK. nun 392 ve bunu izleyen maddeleri gereğince duruşmalı inceleme ile karara bağlanması gerekli olup bu kararın temyizi mümkün bulunması, buna rağmen evrak üzerinde sonuçlandırılmasının kanun yolunu değiştirmenin sözkonusu olmaması nedeniyle, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 26.9.1994 tarih ve 1994/222 sayılı müteferrik kararı, temyizi mümkün kararlardan olduğu halde Cumhuriyet Savcısının 31.10.1994 tarihli itiraz dilekçesi üzerine İstanbul 7. Aslîye Ceza Mahkemesi ' nin itirazı inceleyerek reddine dair verdiği 1.11.1994 tarih ve 1994/84 müt. sayılı karar hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, inceleme konusu karar bulunmaması yönünden yazılı emre atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteğinin reddine.
İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin sözkonusu kararı, temyizi mümkün olduğu halde, C. Savcısının itiraz yoluna başvurması kanun yolundaki hata itibariyle C. Savcılarının CMUK.nun 293. maddesinden yararlanamamaları sebebiyle kesinleşmiş olduğundan, bu karar yönünden gereğinin Adalet Bakanlığı'nca teemmül olunmasına, 6.2.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.