 |
T.C.
YARGITAY
ikinci Ceza Dairesi
E. 1995/1846
K. 1995/3058
T. 13.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GEÇİCİ VELAYETİ ANNEYE VERİLEN ÇOCUK
(Teslimden kaçınma)
GÖREVLİ MAHKEME
KARAR ÖZETİ Boşanma davası sırasında istek üzerine MK nun 137. maddesi ve HUMK nun 101. maddesinin 4. bendi gereğince çocuğun geçici velayetinin, davacı anneye verilmesine ilişkin karar, aynı Kanunun 106.maddesi uyarınca infaz olunan bir ihtiyati tedbir kararı olup, infaz sırasında çocuğun kaçırılıp teslimden kaçınılması eylemi HUMK nun 113/A maddesi içinde değerlendirilmesi gerekir. Suç niteliği itibarıyla asliye ceza mahkemesinin görevinde kalır.
Ceza kararnamesi ile de sonuçlandırılamaz
(1412 s. CMUK. m. 386)
(743 s. MK. m. 137)
(1086 s. HUMK. m. 113/A, 101/4, 106)
Anneye verilmesine karar verilen Çocuğu İcra Müdürlüğünün yaptığı takip sırasında kaçırmak ve icraya tesliminden imtina etmek suretiyle yetkili mercilerce verilen emirlere riayetsizlikten sanık Ertuğrul hakkında, evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda; mahkumiyetine dair, (Kadıköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi)ndenverilen 22.11.1993 tarihli ceza kararnamesinin Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 15.2.1995 tarihli tebliğnamesiyle Daireye gönderilmekle okundu:
Müşteki Nermin'in, kocası Ertuğrul aleyhine açtığı boşanma davası sırasında vaki talep üzerine, Türk Medeni Kanununun 137. maddesi ve. HUMK. nun 101. madde, 4 bendi gereğince (çocuğun geçici velayetinin davacı anne Nermin'e verilmesine..) ilişkin karar, aynı Kanunun 106. maddesi uyarınca infaz olunan bir (ihtiyati tedbir) kararı olup; infaz sırasında çocuğun kaçırılıp teslimden kaçınılması, alınmış tedbire aykırı davranmak niteliği taşıması sebebiyle HUMK.nun 113/A maddesinde yazılı suçu oluşturacağı, sözkonusu maddede öngörülen ceza itibariyle Asliye Ceza Mahkemesinin yargılama alanında olduğu gibi CMUK.nun 386. maddesi kapsamı dışında kaldığından Ceza Kararnamesiyle de sonuçlandırılamayacağı, Asliye Ceza Mahkemesince açılıp bu mahkemece duruşmalı inceleme sonucunda verilecek kararında temyizi mümkün bulunduğu cihetle, Sulh Ceza Mahkemesine açılan davanın kanuna aykırı olarak Ceza Kararnamesiyle sonuçlandırılması kanun yolunu değiştiremeyeceğinden, 22.11.1993 tarihli Ceza Kararnamesine itirazı içeren sanık vekilinin kanuni süredeki 11.4.1994 tarihli dilekçesi CMUK.nun 293. maddesi gözetilip temyiz dilekçesi kabul edilmek ve bu dilekçe üzerine yapılan tüm işlemler hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde addedilmek suretiyle yapılan incelemede;
İddianamede açıklanan eylemin, TMK.nun 137. maddesi ile HUMK.nun 101 ve 106. maddeleri uyarınca 11 3/A maddesi içinde değerlendirilmesinin gerekmesi ve suçun bu niteliği itibariyle Asliye Ceza Mahkemesinin görevinde bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde Ceza Kararnamesiyle sonuçlandırılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan aleyhe bozma yasağı gözetilmek kaydıyla ve sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 13.3.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.