 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E. 1992/3371
IÇ. 1992/4958
T. 30.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞAHSİ DAVA
DÜŞME KARARI
CUMHURİYET SAVCISININ KAMU DAVASI AÇMA VE DAVAYA KATILMA YETKİSİ
ÖZET Cumhuriyet Savcısının CMUK.nun 347. maddesindeki hak ve yetkileri, verilen düşme kararındaki yasaya aykırılık dışında şikayetin varlığı ve sürmesiyle mümkün olup vazgeçmeden dönüş olmadığı da gözetildiğinde bu tarihten sonra takip olanağı sona ermekte dolayısıyla Cumhuriyet Savcısının kamu davası açma veya davaya katılma yetkisi kalmamaktadır.
(1412 s. CMUK. m. 361, 362, 347)
Hakaretten sanık Halil'in yapılan yargılaması sonunda; davacının duruşmayı takip etmemesi nedeniyle. sanık hakkındaki şahsi davanın CMUK.nun 361/2. ve TCK.nun 99. maddeleri gereğince düşürülmesine dair, (Salihli 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 10.10.1991 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. başsavcılığı'nın 16.3.1992 tarihli tebliğ namesiyle Daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
17.6.1991 günlü dilekçe ile Sulh Ceza Mahkemesine açılan şahsi davada; duruşma açılmasına karar verilip ilk oturum 19.7.1991 günü yapılarak duruşmanın 10.10.1991 tarihine ertelendiği, bu oturuma şahsi davacı veya vekilinin gelmedikleri ve mazerette bildirmedikleri, bu nedenle CMUK.nun 361. maddesi gereğince düşme kararı verildiği ve 30.10.1991 tarihinde usulen tebliğ olunduğu anlaşılmaktadır.
Şahsi dava dilekçesinde sanığa yükletilen hakaret fiili TCK.nun 480. maddesinde değerlendirilse bile şahsi dava ikamesine bağlı suç niteliğinde bulunmaktadır.
CMUK.nun 361. maddesi; (C. savcısının davaya müdahale ve iştirak etmediği hallerde davacı bizzat duruşmaya gelmez ve bir müdafi tarafından temsil edilmez ise davadan vazgeçmiş sayılır). 362. maddesi ise; (vazgeçilen dava bir daha açılamaz) amir hükümlerini içerdiği cihetle, şahsi davacı ve vekilinin 10.10.1991 günlü oturuma gelmemeleri sebebiyle bu tarihte şahsi dava hukuken düşmüş, şahsi davadan da vazgeçilmiş sayılır.
C. savcısının CMUK.nun 347. maddesindeki hak ve yetkileri, verilen düşme kararındaki yasaya aykırılık dışında, şikayetin varlığı ve sürmesiyle mümkün olup vazgeçmeden dönüş olmadığı da gözetildiğinde bu tarihten sonra takip olanağı sona ermekte, dolayısıyla C. savcısının kamu davası açma veya davaya katılma yetkisi kalmamaktadır.
Bu nedenle, usulen verilen ve şahsi davacının vazgeçmiş sayılması sonucunu doğuran düşme kararından sonra, C. savcısının fiilin TCK.nun 480. maddesine uygun olup Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiğine, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine ilişen temyiz itirazıyla, bu yönden bozma isteyen tebliğ namedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak (ONANMASINA), 30.4.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.