 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E. 1991/9412
K. 1991/10632
T. 18.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GIDA MADDELERİ TÜZÜĞÜNE AYKIRI
DAVRANIŞ
ÖZET : Sanık, satışa arz ettiği ithal reçel ambalajında Türkçe etiket bulunmasını aramak, sağlamak ve bu şekilde satışa sunmakla sorumludur.
Bu nedenle mahkemenin, sanığın eylemini Gıda Maddeleri Tüzüğü 'nün 708, 2 ve 388. maddeleri aracılığıyla 412. maddesinin (c) fıkra çerçevesinde değerlendirilmesi ve TCK.nun 398. maddesinde yazılı suçu oluşturduğunun kabulü gerekir.
[Gıda Mad. Tüz.- 3/15481 s. (4.8.1952 Ta.) m. 708,
2, 388, 412/c]
(765 s. TCK. m. 398)
Gıda Maddeleri Tüzüğüne aykırı hareketten sanık Cengiz'in yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine, müeccel cezasının aynen infazına dair, (Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 26.2.1991 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 23.9.1991 tarihli tebliğnamesiyle Daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
Ülke içinde sarf ve istihlak edilen tüm gıda maddeleri için uygulanan Gıda Maddeleri Tüzüğü, 2. maddesinde her türlü gıda maddeleri üzerinde kolayca okunabilecek şekilde düzenlenmiş bir etiket bulunmasını zorunlu kılmış, gıda türlerine göre etiketin içermesi gereken özel bilgileri de kendi bölümlerinde göstermiş olup bu surette tüketicinin de gıda maddeleri hakkında yeterli bilgi edinebilmesini, nitelik ve içeriğinde yanılgıya düşmeden uygunluğunu denetleyip bilerek hareket etmesini sağlamak istemiştir.
Bu amacın gerçekleşmesi, kuşkusuz kolayca okunabilir veya açık ve okunaklı bir etiketin Türkçe olmasını da gerektirir,
Sanık, satışa arz ettiği ithal reçel ambalajında Türkçe etiket bulunmasını aramak, sağlamak ve bu şekilde satışa sunmakla sorumludur.
Bu nedenle mahkemenin, sanığın eylemini Gıda Maddeleri Tüzüğünün 708, 2 ve 388. maddeleri aracılığıyla 412. maddesinin (c) fıkrası çerçevesinde değerlendirmesi ve TCK.nun 398. maddesinde yazılı suçu oluşturduğunu kabul etmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, suç tarihi itibariyle uygulanan maddedeki temel ağır para cezasının 40.000 liradan az olamayacağı gözetilmeden noksan tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün (ONANMASINA), 18.10.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.