 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1990/756
K: 1990/793
T: 29.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu hayati tehlike tevlit edecek şekilde yaralamaya sebebiyet suçundan sanık, Kemal hakkında açılmış bulunan kamu davasının, adı geçen sanığın savunmasının alındığı tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğundan bahisle TCK.nun 104/2. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına dair, (Gevye Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 31.8.1989 gün ve esas 1983/32, karar 1989/22 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 12.1.1990 gün ve 1589 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası, C. Başsavcılığı'nın 16.1.1990 tarih ve 63 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu, Mezkur ihbarnamede :
TCK.nun 107. maddesinde; "hukuku amme davasının ikamesi mezuniyet veya karar alınmasına yahut diğer bir mercide halli lazım gelen bir meselenin neticesine bağlı bulunduğu takdirde mezuniyet ve karar alınmasına yahut meselenin halline kadar "mürürü zaman durur" denmesi karşısında, olayımızda mağdure Nurşen'e ait kati raporunun alınmasının beklendiği sırada, adı geçen mağdurenin 4.11.1987 tarihinde vefak etmiş olması nedeniyle, eylemin TCK.nun 455. amddesine mümas olacağından bahisle sanığın ek savunmasının 24.2.1988 tarihinde alındığı ve bu suretle TCK.nun 102/4 ve 107. maddeleri muvacehesinde zamanaşımı süresinin dolmamış bulunduğu gözetilmeden yazılı olduğu şekilde davanın ortadan kaldırılmasına karar ittihaz edilmiş bulunmasında isabet görülmediği CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.
Gereği düşünüldü :
KARAR : TCK.nun 107. maddesindeki hükmün; bir fiilin suç olup olmamasının, ceza hukukundan gayri bir hukuk koluna ilişkin sorunun çözümlenmesine bağlı olup kamu davasının açılması veya devamının bu sorunun çözümlenmesini gerektirdiği halleri içermesi ve CMUK.nun 255. maddesi hükmüyle birlikte değerlendirilmesi lüzumu karşısında, kamu davasının bütünlüğü içinde olup, hüküm kurulması için gerekli deliller arasında yer alan adli rapor alınmasının, bu madde kapsamındaki ön meselelerden sayılması mümkün bulunmadığı gibi sanığın sorgusunun yapıldığı, 2.3.1983 tarihi ile kararın verildiği 31.1.1989 tarihi arasında TCK.nun 104. maddesinde sayılan zamanaşımı kesen bir işlemin de yapılmadığı ve asli zamanaşımının bu süre içinde gerçekleştiği anlaşıldığından, yazılı emre dayalı tebliğnamedeki bozma isteğinin REDDİNE 29.1.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.