 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1989/276
K: 1989/854
T: 16.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Eşya ve eşhasın emniyetine tehlike verecek tarza vasıta kullanmaktan sanık Şerif'in yapılan yargılaması sonunda TCK. nun 565/1, 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddeleri gereğince neticeden 2250 lira hafif para cezasıyla tecziyesine, cezasının ihtaren ertelenmesine ve yargılama gideri alınmasına dair, (Kulu Sulh Ceza Mahkemesi)nden kesin olarak verilen 4.3.1988 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Kulu C. Savcıları tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 26.1.1989 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü :
KARAR : Kamu davasının ortadan kaldırılması sonucunu doğuran zamanaşımını kesen işlemler TCK.nun 104. maddesinde belirtilmiş olup, mahkumiyet hükmü dava zamanaşımı kesen son işlemdir. Hükmün kesinleşmesinden sonra Kanunun 112. maddesindeki ceza zamanaşımı cereyana başlar.
647 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4. fıkrasında 3506 sayılı Kanunun 6. maddesi ile yapılan ve hürriyeti bağlayıcı cezanın para veya tedbire çevrilmesinin kanun yollarına başvurmaya engel teşkil etmeyeceğine ilişkin bulunan değişiklik, hürriyeti bağlayıcı cezanın para veya tedbire çevrilmesi suretiyle tesis olunan hükümlerdeki kanuna aykırılıkların giderilmesi amacına matuf olup, 3506 sayılı Kanunun gecici 1. maddesindeki başvurma imkanı, bu amaç doğrultusunda kabul edilmiş, olağanüstü ve geçici bir kanun yoludur. Hükmün, kesinleşmesinden sonra zamanaşımının cereyanını gerektiren hiçbir işlem söz konusu olmadığı halde, geçici madde dairesinde yapılan başvurunun, kesin hükümle sona ermiş bulunan sürelerin tekrar cereyana başlaması sonucunu doğurması, 112. maddedeki ceza zamanaşımını dava zamanaşımına dönüştüren ve bu konudaki hükümlere aykırı düşen bir uygulamaya yol açacaktır.
Bu sebeplerle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
C. Savcısının eksik ceza tayini ile ilgili temyizine gelince :
SONUÇ : Her ne kadar, ön ödemeyi süresinde yapmayan sanığa TCK.nun 119. maddesi uyarınca cezanın artırılarak tatbiki gerekli ise de; 647 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4. fıkrasını değiştiren 3506 sayılı Kanunun 6. maddesi ve aynı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca, bu kanunun yürürlük tarihinden önce kesin nitelikte olan hükümlerin, sanık aleyhine bozulması mümkün olmadığından, bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 16.2.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.