 |
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1989/13385
K: 1990/969
T: 01.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi ölüme sebebiyet vermekten sanık Nedim'in yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 455/1-son, 40; 647 sayılı kanunun 4. maddeleri gereğince neticeden 905.000 lira ağır para cezasıyla tecziyesine tutuklu kaldığı günlerin beher günü 10.000 lira hesabiyle cezasından mahsubuna cezasının tecilen yer olmadığına yargılama gideri alınmasına dair Altındağ 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 7.9.1989 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesı sanık tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığının 22.12.1989 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü :
KARAR : Sanığın çalıştığı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ek 5. maddesiyle Ankara Büyükşehir Belediyesinde de uygulanan 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında kanuna göre kurulmuş kanunun ek 6. maddesiyle 4099 sayılı Ankara Şehri Lağımları Hakkında kanun ile 5363 sayılı Ankara Su Tesisatının Belediyeye devri ve işletilmesi hakkında kanun yürürlükten kaldırılmış geçici 10. maddesine dayanılarak çıkarılan 11.3.1987 gün ve 87/11594 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla da kadroların ve mevcud personelin devir esasları tesbit edilmiştir.
İnşaat mühendisi olup, 14.2.1989 olan suç tarihinde kuruluşunu tamamlayan bu idarenin Keçiören Bölge Sorumlusu olarak çalışan ve olayın meydana geldiği kanalizasyon kazısının sorumluluğunu da üzerinde bulunduran sanığın hukuki durumunu 2560 sayılı kanun belirlemektedir.
Kanunda idarenin Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğuna kendine has organları mali kaynakları ve bütçesi bulunduğuna teşkilat ve personeli için bünyesel düzenleme yapıldığına ilişkin hükümler olup (Ceza hükümleri) başlıklı 27. maddesinde taşınır ve taşınmaz mallarını Devlet Malı sayılacağı malları paraları para hükmündeki kağıt ve senetleriyle diğer defter ve belgeler üzerinde suç işleyenlerin devlete ait kağıt ve belgeler üzerinde suç işleyen memurları gibi cezalandırılacakları (Su ve Kanalizasyon İdaresi yetkilileri hakkında soruşturma) başlıklı ek 3. maddesinde Genel Müdür ve Yönetim kurulu hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmanın Devlet Memurlarının tabi oldukları kanun hükümlerine göre yapılacağı öngörülmüştür.
Kanunda kuruluşa ait düzenlemeler yanında, soruşturma ve cezalandırma ile ilgili kurallara yer verilmesi 1580 sayılı Belediye Kanunundaki esaslardan ayrılındığını Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyeleri dışındaki çalışanların bu kanun 102. maddesinin kapsamı haricinde mütealaa edilmesi suretiyle Memurun Muhakematı hakkında kanuna tabi tutulmak istenmediğini göstermektedir. Kaldı ki, yasa koyucunun iradesinin aksi yönde olması halinde bu kanuna atıfla yetineceği veya böyle bir sınırlama getirmeyeceği kuşkusuzdur.
Bu nedenle sanık hakkında iddianame ile kamu davası açılmasında bir isabetsizlik görülmemiş tebliğnamedeki aksi görüşe iştirak olunmamıştır.
Keza tanık anlatımları ve olay yerinde yapılan tesbitle 150 cm. daha derin olan kazıda yan yüzleri uygun şekilde desteklenmemiş bölümde büz döşemesi sırasında göçüğün meydana geldiği nazara alınarak mahkemece İTÜ. İnşaat Fakültesi Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşa uygun raporuna dayanılmak suretiyle hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin iki nolu bendine katılınmamış diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak ;
Yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi,
SONUÇ. Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA 1.2.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.