 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2004/13140
K: 2005/2994
T: 29.3.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YAŞ TASHİHİ
- YAŞLILIK AYLIĞI
İçtihat Özeti: Sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihi, yaşlılık aylığının bağlanmasında dikkate alınamaz.
(506 s. SSK. m. 120) (1479 s. Bağ-Kur K. m. 66)
Davacı, işe girişten sonra yapılan yaş tashihini kabul etmeyen kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının Mahkemece düzeltilen doğum tarihinin Sosyal Sigorta Kurumunun yaşlılık aylığı bağlanması esnasında nazara alınıp alınmayacağına ilişkindir.
Yerel Mahkeme, davacının doğum tarihinin 6.5.1960 olarak tesbit edii-diğine ilişkin kesinleşmiş Mahkeme kararı olduğundan bahisle davacının yaşlılık aylığı bağlama işleminde 1960 tarihi nazara alınarak yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 120/2 maddesi, (Bağ-Kur Yasasının 66. maddesi) bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Gerçektan anılan Yasa'nın 120/2. maddesi (66. maddesi) çok açık olarak "malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında "sigortalıların ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri .... esas tutulur." Hükmünü içermektedir. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim Bağ-Kur Yasası 66. madde Sosyal Sigortalar Yasasının 120/2. maddesi ve Emekli Sandığı Yasasında da anılan maddeye paralel Hükümler getirilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 9.10.2002 gün ve 2002/21-761 Esas sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu özel düzenleme dışındaki kesinleşmiş bir yargı kararının uygulamalarda geçerliliğini koruyacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, davacı, Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa 2.5.1978 tarihinde tescil edilmiş, yaş tashihi kararı ise 13.6.1978 yılında verilmiştir. Bu durumda yukarıda belirlenen esaslar nazara alındığında, ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı tabidir. Kaldı ki, 6.7.2004 tarihinde de yürürlüğe giren 5198 sayılı Yasa'nın 16. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 120. maddesine eklenen 2. fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkraya göre de sigortalının sosyal güvenlik kuruluna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş düzeltmelerinin dikkate alınmayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece bu maddi olgular nazara alındığında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yaş düzeltme davasının işe girmeden açıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmesi ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 29.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.