 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2004/10864
K: 2005/2310
T: 14.3.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SİGORTALILIĞIN TESPİTİ
İçtihat Özeti: Primleri uzun süre kullandıktan ve davacıya sosyal güvenlik yönünden ümit verdikten sonra yaşlılık aylığı talebine \akııı bir zamanda sigortalılığın iptal edilmesinin Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığından, söz konusu sürenin sigortalı süresi olarak değerlendirilmesi gerekir.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24)
Davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 20.4.1982 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 20.4.1982-30.6.1993 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmesi aşağıdaki gerekçelerle doğru görülmemiştir.
Davacının vergi kaydı 30.4.1981-12.8.1981 tarihleri arasında olup, meslek kuruiuşu ve sicil kayıtları bulunmamaktadır. Davacı tarafından kurum kayıtlarına 13.4.1992 tarihinde intikal ettirilen giriş bildirgesi ile vergi dairesine kayıt tarihinin 30.4.1981 tarihi olarak gösterilmesi sebebiyle 20.4.1982 tarihinden itibaren geriye yönelik olarak tescilinin yapıldığı ve davacının bu süreye ilişkin tüm primleri 15.4.1992-30.6.1993 tarihleri arasında ödediği 12.10.1995 tarihinde kurum kayıtlarına giren İB formunda açıkça vergi kaydının 12.8.1981 tarihinde sona erdiğinin, oda ile sicil kayıtlarının mevcut olmadığının gösterildiği ve 21.10.2002 tarihinde de Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiği dosyadaki yazı ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının giriş bildirgesini vermesi sonrasında Bağ-Kur'un Anayasadan kaynaklanan Sosyal Güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan inceleme araştırma görevini yerine getirmediği kayıt ve tescilin kurumun kusurunda meydana geldiği 12.10.1995 tarihinde verilen İB formunda kayıtlarla ilgili bilgiler açıkça yer almasına karşılık kurumca yine hiçbir işlem yapılmadığı tescilin yapılmasından ve primlerin ödenmesinden yıllar sonra sigortalılığın iptalinin doğru olmadığı, ihtilaflı dönemde her ne kadar 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi koşullan oluşmamış ise de, primleri uzun süre kullandıktan ve davacıya Sosyal Güvenlik yönünden ümit verdikten sonra yaşlılık aylığı talebine yakın bir zamanda sigortalılığın iptal edilmesinin Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı 1982-1993 tarihleri arasındaki primler ödendiğinden söz konusu sürenin sigortalı süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ortadadır.