 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E : 2003/9126
K : 2003/9304
T : 13.11.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davaıılardan Çorum Bld.Bşk. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Çorum Belediye Başkanlığı'nın tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu beden tamlığı bozulan işçinin maddi tazminat istemi yanında, ayrıca duymuş olduğu acı ve üzüntünün giderilmesi (manevi tazminat) istemine de ilişkindir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak B.K.'nun 47. maddesi ile 26.6.1966 gün ve 7/7 sayılı içtihadı Birleştirme kararıdır. Anılan maddeye ve içtihadı birleştirme kararına göre, manevi tazminata hükmedilmesi için 1-Eylem, 2-Zarar, 3-Zarar ile eylem arasında illiyet bağı, 4-Eylemin hukuka aykırı olması, 5-işçinin cismani zarara uğraması koşuldur.
Somut olayda. davacının zararlandırıcı sigorta olayında %8 oranında malül kaldığı ve sağ elinin işaret parmağının kopmasıyla vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu ve bu nedenle üzüntü ve elem duyacağı söz götürmez. Bu nedenle yukarıda açıklanan koşullara uygun olarak makul ölçüler içerisinde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat talebinin tümden reddedilmiş olması isabetsizdir.
3-Hükme dayanak alınan kusur raporunda, davalı Çorum Belediye Başkanlığı'nın %50., dava dışı bulunan Cevdet Baldıran'ın ise %10 oranında kusurlu bulunduğu açıktır. Dava, dayanışmalı sorumluluk esasına dayanılarak açılmıştır. B.K.'nun 142/1. maddesine göre, alacaklı (davacı), müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen ödenmesini istemekte seçim hakkına sahip bulunmaktadır.
Davaya konu olayda, davacı müteselsil borçlulardan biri olan davalı belediye başkanlığından borcun tamamının tahsilini istemiştir. Bu durumda, anılan davalının dava dışı olan Cevdet B...'ın %10 kusur oranından da sorumlu tutulması gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.12.1986 gün ve 1985/4-822 E., 1986/1140 K. sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.
Öte yandan, kendisine %10 kusur izafe edilen dava dışı Cevdet B...'ın davalı Belediye Başkanlığı'nın işçisi olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, söz konusu davalının B.K.'nun 55. maddesi uyarınca istihdam eden sıfatıyla da sorumluluğu bulunduğu ortadadır. Bu nedenlerle, sadece davalı Belediye Başkanlığı'nın kusur oranı gözönünde tutularak maddi tazminata hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı Belediye'ye yükletilmesine, 13.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.