 |
T.C
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/7895
K: 2003/9525
T: 18.11.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ASGARİ ÜCRETE GÖRE ZARAR HESABI
- MALULİYET NEDENİYLE OLUŞAN ZARARIN HESABI
İçtihat Özeti: Davacının asgari ücretin çok üzerinde bir ücretle çalıştığı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerle ve özellikle, işverence sunulan davacıya ait özlük dosyasından açıkça anlaşıldığı gibi bu konuda taraflar arasında da bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Hal böyle olunca davacının mesleğine, tecrübesine, işyerindeki görev ve sorumluluklarına uygun düşen ve işverence sunulan özlük dosyasındaki ücret esas alınmak suretiyle aktif devre zararının belirlenmesi gerekirken, davacının yaşlılık aylığı almakta olduğundan bahisle kaza tarihinden aktif devre sonuna kadar zararına asgari ücret esas alınarak tazminatının hesaplandığı 10.5.2002 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
1475 S. Iş.K/73
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 5.000.000.000 liranın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.10.2003 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili ile karşı taraf davalı Ö. A.Ş. geldiler. Diğer davalı B. A.Ş. adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
- Zararlandırıcı olaya maruz kalan ve işyerinde makine ikmal şefi olarak görev yapan makine mühendisi davacının olay günü saat 21.30 sularında denetimden dönerken ana yoldan şantiyeye giden toprak yol girişindeki bariyerli güvenlik noktasını geçtikten sonra, sevk ve idaresindeki binek aracı
nın, aşırı sulanması nedeniyle kayganlaşan virajlı ve eğimli toprak yolda 2. virajda direksiyon hakimiyetini yitirerek önce sol tarafta toprak zemine çarp
ması ve ardından direksiyonun sağa kırılması ile aracın fren yapılmasına rağmen kayarak 20 m.'lik uçuruma yuvarlanması sonucu meydana gelen iş kazası
sonucu %67 oranında meslekte kazanma gücünü yitirmiştir.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77. maddesinin açık buyruğudur.
Hükme esas alman 5.11.2002 günlü bilirkişi raporunda; olayda işverenin %25, işçinin ise %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranını hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları, maddi olaya, olayın oluş biçimine ve gerekçelere göre işverenin kusur oranının düşük tutulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 73. maddesinin (4857 sayılı yasanın 77. maddesinin) öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
3- Davacının mesleki tecrübesi ve özellikleri, işyerindeki görev ve sorumlulukları dikkate alındığında, asgari ücret düzeyinde bir ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine aykırı olduğu ortadadır.
Davacının asgari ücretin çok üzerinde bir ücretle çalıştığı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerle ve özellikle, işverence sunulan davacıya ait özlük dosyasından açıkça anlaşıldığı gibi bu konuda taraflar arasında da bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Hal böyle olunca davacının mesleğine, tecrübesine, işyerindeki görev ve sorumluluklarına uygun düşen ve işverence sunulan özlük dosyasındaki ücret esas alınmak suretiyle aktif devre zararının belirlenmesi gerekirken, davacının yaşlılık aylığı almakta olduğundan bahisle kaza tarihinden aktif devre sonuna kadar zararına asgari ücret esas alınarak tazminatının hesaplandığı 10.5.2002 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan ve İş Yasasının 77. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporuyla, (işveren kayıtlarına ve hayatın olağan akışına uygun düşen, taraflar arasında ihtilafsız ücret yerine) yaşlılık aylığı gerekçe gösterilerek asgari ücret üzerinden tazminat hesaplanan raporun, hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair hususların bilahare incelenmesine, davacı yararına takdir edilen 275.000.000 lira duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine 18.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi .