 |
T.C.
YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/6570 2003/7392
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı zorunlu SSK sigortalılığı ile çakışan süreler haricinde isteğe bağlı SSK sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile 1.3.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, zorunlu Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabii sigortalılığı ile çakışan süreler haricinde isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile 1.3.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitini istemiştir.
Davacı, 1.9.1997-30.11.2001 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigorta primlerini düzenli olarak ödemek suretiyle isteğe bağlı sigortalılığa devam etmek iradesini ortaya koyduğundan, davacının 1.9.1997-30.11.2001 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının geçerli sayılmasına karar verilmesi doğru ise de, davacının, 1.10.1992-30.8.1997 tarihleri arasındaki ( Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi zorunlu sigortalı geçen hizmetleri dışındaki ) isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun değildir. Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 85. maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olmak için yazılı olarak Kuruma başvuruda bulunmak koşul olduğu gibi herhangi bir Sosyal güvenlik kuruluşuna tabii olarak çalışmamak da gerekir. Somut olayda ise davacı 1.2.1992 tarihinden geçerli olmak üzere isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmiş, 1.10.1992 tarihinden itibaren de Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başlamış ve hizmetleri Kuruma bildirmiştir. Davacının zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı 1.10.1992 tarihinde isteğe bağlı sigortalılık koşullarını yitirdiği ortadadır. Davacı zorunlu sigortalı çalışmasının sona erdiği tarihten itibaren Yasa'nın öngördüğü şekilde yeniden isteğe bağlı sigortalı olmak için yazılı başvuru da bulunmamıştır. Öte yandan, davacı 1.2.1992-30.8.1997 tarihleri arasında isteğe bağlı sigorta primlerini 9.7.1997 ve 9.9.1997 tarihlerinde ödemiş başka bir anlatımla, düzenli prim ödemek suretiyle de isteğe bağlı sigortalılığa devam etmek iradesini ortaya koymamıştır. Davacının isteğe bağlı sigortalılığının yasal olarak sona erdiği ve sigortalılık koşulları taşımadığı 1.10.1992-30.8.1997 tarihleri arasındaki dönem için Kurum'un hatalı işlemi ile geriye yönelik olarak primleri tahsil etmesinin de sigortalı olmadığı süreler yönünden davacı yararına kazanılmış hak yaratmayacağı ortadadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.12.2002 gün ve E: 2002/1062, K. 2002/1098 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.