 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E : 2003/464
K : 2003/935
T : 17.02.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ
- EMEKLİNİN YENİDEN ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI
506 s. SSK/63, 73, 78
Davacı, toplam 1.754.000.000 TL.'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nurten Mursal tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı Sosyal Sigortalar Kurumundan 1.10.2000 tarihinde emekli olduğunu 25.9.2000-14.3.2001 tarihleri arasında sigortalı olarak çalışmaya devam etliğinden bahisle kurum tarafından 1.10.2000 tarihi itibariyle emekli maaşının kesildiğini ve fuzuli ödenen maaşların ödenmesini isteyen kurum işlemi nedeniyle Kuruma ödediği 1.754.000,000 TL.'nin kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç dosya içeriğine usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davacının emekli olduktan sonrada 14.3.2001 tarihine kadar tüm sigorta kollarına tabi çalışmaya devam ettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 25.9.2000-14.3.2001 tarihleri arasındaki çalışmaları ile ilgili 12.8.1998 gün ve 20.9.1998 varide ile işe giriş bildirgesi verilmiş ve primlerin ödendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Sorunun çözümü yönünde, öncelikle, 506 sayılı yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan sigortalıların yeniden çalışmaları durumunda uygulanacak 63. maddenin kapsam ve geçirdiği evrelerin belirlenmesinde yarar olacaktır. Gerçekten, 506 sayılı yasa sistemi, 29.4.1986 günlü 3279 sayılı yasa ile değiştirilen 63.maddenin getirdiği düzenlemeden önce, Kurumdan yaşlılık aylığına hak kazanan ve aylık almakta olanların, aylıkların kesilmeden çalışmalarına imkan tanınmamaktaydı. Kısaca, Kurumdan yaşlılık aylığı alanlar ya aylıklarını veya çalışmayı tercih edecekler, iki durumu bir arada sürdüremeyeceklerdi. Ne var ki, bu durum, T.C.Emekli Sandığı iştirakçileri ve Bağ-Kur sigortalıları açısından, 506 sayılı yasa kapsamında bulunanlar aleyhine haksız bir uygulama ortaya çıkarmış, aynı durumda bulunan, T.C.Emekli Sandığı iştirakçisi ile Bağ-Kur sigortalısı, hem yaşlılık aylıklarını alıp, hemde bu aylıklar kesilmeden çalışma imkanına sahipken 506 sayılı yasa kapsamında olanlar bu imkandım yoksun kılınmışlardı. İşte yasa koyucu bu eşitsizliği gidermek amacıyla, yııkn rıda sözü edilen yasa değişikliğini kabul etmiş ve 63. maddeyi yeniden düzenleyerek 506 sayılı yasaya göre yaşlılık aylığı alanlara, aylıkların kesilmeden çalışma imkanı sağlamıştır. (TBMM 17. Dönem çalışmaları S.Sayısı 432.S.17).
Yeni düzenlemeye göre; yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmaya baş lamak istemeleri durumunda, kendilerine alternatifli bir sistem getirilmişti! Yaşlılık aylığı alan; bu sistemlerden birini tercih ederek çalışmasını sürdürebı lecektir. Sözü edilen 63. maddenin (A) bendinde gösterilen birinci sistemde, yeniden çalışmaya başlayan sigortalı yaşlılık aylığını kestirecek ve normal si gortalı gibi çalışmasının sürdürecektir. Bu durumda kendisinden 78. maddede belirtilen kazançlar toplamından 73. maddeye göre prim kesilecek ve sonuçlu sigortalı, çalışmasını sona erdirdiğinde, kesilen prim ve çalışma süresi gözönünde tutularak kendisine son durumuna göre yaşlılık aylığı bağlanabile çektir. Böylece sigortalı, kendisine önceden bağlanan yaşlılık aylığının gös (erge ve oranını arttırma imkanına sahip kılınmış, önceden mümkün olmayan bir hakka kavuşmuştur. Sözü edilen maddenin (B) bendinde belirlenen ikinci durumda ise, yaşlılık aylığı almakta olan kişi yeniden çalışmaya başladığında aylığını almaya devam edecek Sosyal Güvenlik Destek primi adı altında, %6 yaşlılık aylığı alandan %18'i işverenden alınmak koşuluyla toplam %24 oranında bir katkı payı ödeyecektir. Görüldüğü üzere; yaşlılık aylığı alan kişiye yasa bir tercih hakkı getirmiştir. Hangi sistemi, tercih edeceğini aylık sahibi kendisi belirleyecek ve durumunu ortaya koyacaktır. Kişi, açıkça iradesini ör taya koymadan aylığı kesilmeyecektir. Esasen yasal koşulların gerçekleşmesi sonucu yaşlılık sigortası kolundan aylığa hak kazanan kişinin aylığını keserek ortada bırakmak hem Sosyal Güvenlik ilkesine hem de onun alt yapısını oluştu ran Sosyal Sigorta sistemine aykırı olur ve kişiye sağlanan yasal imkanını da işlemez hale getirir.
Dava konusu olayda davacı yaşlılık aylığının kesilmesi yönünden ku ruma yazılı başvuruda bulunmamıştır. Yaşlılık aylığı almaya devam ettiği bir dönemde sigortalı bir işte çalışmış ve bu çalışması karşılığı prim tahakkuk ettirilmiştir. Davacı %24 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyeceği yerde bu miktarın çok üzerinde 73. maddeye göre prim ödemiştir. Yine olayda kaçak işçi çalıştırmak ve prim kaybına yol açmak gibi bir durumda söz konusu değilken sırf yazılı başvuru bulunmadığı gerekçesi ile davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ve aylarca aylıktan yoksun bırakılması yasaya ve adalete uygun düşmez. Kurumun böyle bir durumda yapacağı işlem, iştirakçilerinin Anayasal Sosyal Güvenlik haklarını hatırlatma ve onları bilgilendirme görevini ifa ederek iştiraçisini 63.madde yönünden tercihini belirlemesi için uyarmak veya ödenen pirimlerden %24 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi karşılığını bloke ederek, fazlasına iade etmekten ibaret olmayıldı. Bunun aksine bir uygulma hem Anayasal Sosyal Güvenlik ilkesinin özüne hem de anılan 63.maddenin getirilmiş amacına ters düşer. O nedenle Kurumun, yaşlılık aylıklarını kesmesi ve ödenen aylıkları geri isteme kararı alması yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş, da vacının Kuruma yaptığı geri ödemenin ne kadar olduğunu tespit ettikten sonra bu miktar oranında davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.