 |
T.C.
Y A R G I T A Y
21.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/12082 2004/2783
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
K A R A R
Uyuşmazlık; davalıya ait işyerinde çalışan işçilerin çalışmalarının eksik bildirildiğini tespit eden, 4.8.2000 tarihli SSK müfettiş raporunun tüm sonuçlarıyla iptali istemine ilişkindir.Mahkemece istem, tanık beyanlarına dayanılarak kabul edilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Mahallinde, Kurum müfettişi tarafından yapılan 4.8.2000 tarihli tahkikat üzerine; davacı şirkete ait mobilya imalathanesi işyerinde çalışan işçilerden birinin, çalışmalarının Kuruma eksik bildirilmesi nedeniyle, Kurumca re'sen prim tahakkukuna gidildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79. maddesidir.
506 sayılı Yasanın 79/5 ve müteakip bentlerinde; fiilen ve kayden çalıştığı tesbit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgelerin Kurumca resen düzenleneceği, muhteviyatı sigorta primlerinin Kurumca tesbit edilerek işverene tebliğ edileceği, işverenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kurum ünitesine itiraz edebileceği, itirazın tahsilatı durduracağı, itirazın reddi halinde, işverence kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurulabileceği, yetkili mahkemeye başvurulmasının prim borcunun tahsil ve takibini durdurmayacağı öngörülmüştür.Somut olayda sigorta müfettişi tarafından düzenlenen tutanakta çalışan işçilerden birinin Kuruma çalışmalarının eksik bildirildiği saptanmıştır.
Dinlenen tanıklar sözkonusu işçinin aralıklı çalıştığını doğrulamışlardır. Ancak çalışma olgusu her türlü delil ile isbat edilebilirse de tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı bu cümleden olarak diğer kanıtlarla paralellik arz edip etmediği, bu bağlamda anılan beyanların gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı denetlenerek, çalışma olgusu hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak şekilde sağlıklı olarak saptanmalıdır. Öte yandan aynı konuda yazılı deliller bulunduğu takdirde tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği gibi yazılı delillerin aksi dahi yine eşdeğer yazılı kanıtlarla ispatlanmalıdır.
Bilindiği gibi 506 Sayılı yasanın 130.maddesinin değişiklikten önceki metninde “sigorta müfettişlerince tutulan tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir”hükmüne yer verilmekle beraber, ayrıca 1475 Sayılı yasanın 89. maddesine göre de “İş hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili memurlar tarafından tutulan tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir” denilmektedir.
Müfettiş raporu 506 sayılı Yasanın 130. maddesinin yollamada bulunduğu 1475 sayılı İş Kanununun 89. maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Tanık anlatımları ve işverenin beyanları karşısında müfettiş raporunun aksi sabit olmamıştır. Kurum işleminin yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.