 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/6703
K: 2002/8435
T: 10.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· TESBİT
· İSTEĞE BAĞLI BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI
· TESCİL
· KAZANILMIŞ HAK
İÇTİHAT ÖZETİ: Zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kapsamda bulunmayan davacının, 1479 sayılı Yasanın 79. maddesine göre isteğe bağlı olarak tescili de bulunmadığından, 4247 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle geriye yönelik hizmet verilmesi mümkün değilse de, davacının, fazla prim ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir.
Kurumun hatalı işlemi sonucu 4247 sayılı Yasadan yararlandırılmış olması, davacı yararına önceki süreler yönünden kazanılmış hak yaratmaz.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24,25,79)
Davacı, 1985-1995 yılları arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 1985-1995 yılları arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
1479 sayılı Yasanın 24/l-b maddesine göre kollektif şirket ortakları zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılır. Aynı Yasanın 79. maddesine göre isteğe bağlı sigortalılık ise, sigortalının tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte başlar. Ancak ayı içinde primi yatırılmış süreler sigortalılık süresine dahil edilir.
Somut olayda, davacı, Kemal ve Ortağı Kollektif Şirketinin ortağı olması nedeniyle 4.1.1977-31.12.1985 tarihleri arasında davalı Kurumca Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmiştir. Söz konusu Kollektif şirketin 31.12.1985 tarihinde fesh edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, şirketin fesih tarihinden itibaren davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği açık seçiktir ortadadır. Öte yandan, isteğe bağlı sigortalı olabilmek için Kuruma tescil talebinde bulunmadığı gibi, uyuşmazlık konusu dönemde sadece 31.1.1986, 28.2.1986 ve 31.3.1986 tarihlerinde prim ödemiş, düzenli prim ödememiştir.
Davacının, Kurumun hatalı işlemi sonucu 4247 sayılı Yasadan yararlandırılması davacı yararına önceki süreler yönünden kazanılmış hak yaratmaz. Gerçekten, 4247 sayılı Yasa ile yasal statüleri itibariyle Bağ-Kur sigortalısı sayılıp da prim ödemeyenler için bir hak getirilmiştir. Davacının 31.12.1985-15.3.1995 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasanın 24. ve 25. maddeleri gereğince zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kapsamda bulunmadığı gibi 79. maddeye göre isteğe bağlı sigortalı olarak tescili de bulunmadığından, 4247 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle davacıya geriye yönelik hizmet verilmesi mümkün değildir. Ancak fazla prim ödemeleri ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.