 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/4319
K: 2002/5548
T: 10.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
506/m.85
743/m.2
DAVA VE KARAR :
Davacı, 1.1.1988-31.12.1998 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin geçerli kabul edilmesini ve bu konudaki kurum işleminin iptalini istemiştir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506. sayılı yasanın 85.maddesidir.
Davacı kadının 1968-1976 yılları arasındaki SSK.'na bağlı çalışmaları nedeniyle 2.5.1968 tarihinde SSK.'na sigortalı olarak tescil edildiği, 1.1.1988 ve 31.12.1998 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olarak Kuruma prim ödediği, 2.5.1968 ve 18.7.1975 tarihleri arasında 20 ayrı işyerinde çalıştığına ilişkin işe giriş bildirgesi verilmesi ve durumundan kuşku duyulması üzerine yapılan müfettiş soruşturması sonucu çalışmaların gerçek olmadığının saptanması üzerine işyerine ilişkin çalışmaların iptal edildiği çekişmesizdir.
Uyuşmazlık, davacının başvuru tarihinden önce 506 sayılı yasaya göre tescil edilmiş olup olmadığı dolayısıyla isteğe bağlı sigortalılığın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı yasanın 85.maddesine göre, malüllük yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için A ( a )isteğe bağlı olarak devam edeceğini belirten bir yazı ile Kuruma başvurmak, b )Başvuru tarihinden önce 506 sayılı yasaya göre tescil edilmiş olmak, c )herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşlarına bağlı olarak çalışmamak ve buralarda kendi çalışmalarından dolayı aylık bağlanmamış olmak, d )her yıl için 360 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek koşuldur.
Somut olayda, davacının 85. maddenin, b )bendinde öngörülen koşul hariç diğer koşulların oluştuğu tartışmasızdır. Sorun İlki: 2.5.1968 tarihli olan toplam 20 adet işe giriş bildirgesinin, hukuken geçerli tescil niteliğinde sayılıp sayılmayacağı giderek, davacının b )bendinde öngörülen koşula sahip olup olmadığı noktasındadır.
11.5.1988 tarih ve 161 sayılı müfettiş raporu ve ekli davacı ifadesine göre, davacının ev kadını olduğu, inşaat ve benzeri işyerleri dahil hiçbir işveren yanında çalışmadığı, işverenlerin muhasebecisi olan eşinin kendisini işverenler yanında sigortalı olarak çalışmış gibi 20 adet işe giriş bildirgeleri düzenlediği saptanmıştır.
506 sayılı yasa yönünden isteğe bağlı sigortalı olabilmek için öncelikle, yasanın öngördüğü sigortalılığın gerçekleşmesi gerekir. Yasanın öngördüğü sigortalılıktan amaç ise, yasaya karşı hile yoluyla göstermelik bir sigortalılık değildir. Gerçek anlamda hizmet akdine göre oluşmuş bir sigortalılıktır. Bu tür sigortalılığın olup olmadığı ise hizmet akdinin koşulları ve eylemli çalışmanın varlığının açıkça ortaya konması durumunda mümkündür.Kişinin, çalışma hayatının bir bölümünde hizmet akdine göre çalıştığı ve yaşamını bu yolla sağlamak istediği, eylemli biçimde ortaya çıktığından, kişi 506 sayılı yasa yönünden sigortalı sayılır.
Hizmet sözleşmesine dayalı çalışması olmayan kişilerin hileli düzenlenen işe giriş bildirgeleriyle 506 sayılı sisteme kabul edilmesi, sosyal güvenlik sisteminin amacına aykırıdır. Bu bakımdan, somut olayda davacının hizmet sözleşmesine dayalı eylemli bir çalışması mevcut olmadığından sahte ve hile ile düzenlenen işe giriş bildirgelerine dayalı zorunlu SSK. sigortalılığının Kurumca, iptalinde yasaya aykırı bir yön mevcut değildir.
Bu durumda, davacının 506 sayılı yasanın 85. maddesinin b )bendinde öngörülen koşula da sahip olmadığı açıkça ortada olduğundan, 1.1.1988-31.12.1998 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğu kabul edilemez.
Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. ( MK.md.2 )Dürüst davranmadığı için hukuken korunması mümkün olmayan davacının davasının reddi gerekirken salt Kuruma prim ödediği nedeniyle kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.