 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/4264
K: 2002/5767
T: 17.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· SİGORTA PRİMLERİNİN ÖDENMESİNDE
SORUMLULUK
· ÜST DÜZEY YÖNETİCİ
İÇTİHAT ÖZETİ: Şirketin idare ve borçlarının ödenmesinde, güncel işlemlerin yürütümünde insiyatifi elinde bulunduran kişiler üst düzey yönetici sayılacağından, şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı olan davacının 506 sayılı Yasanın 80/11. maddesi uyarınca sigorta primlerini ödemekte tüzel kişi ile birlikte zincirleme sorumlu olacağının kabulü gerekir.
(506 s. SSK. m. 80/11)
Davacı, Kadıköy Sigorta Müdürlüğü tarafından gönderilen 2.11.1998 tarih ve 1997/3217 takip nolu ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Mahkemece; davacının üst düzey yöneticisi olmadığından bahisle, 506 sayılı Yasanın 80/11 maddesi uyarınca sorumlu olmadığına karar verilmişse de, bu sonuç usu! ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ortağı olduğu anonim şirkette yönetim Kurulu başkan vekili olarak görev yaptığı, şirketi temsile yetkili olduğu açıkça anlaşılmaktadır
Öte yandan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 80/11. maddesi uyarınca; özel, tüzel kişilerde salt üst düzey yöneticisi ve yetkililerinin sigorta primlerini ödemekte tüzel kişi ile birlikte zincirleme sorumlu olacağı öngörülmüştür. Üst düzey yöneticisi veya yetkilisinden amaç ise; şirket yönetim ve idaresinde etkili ve söz sahibi olan kişilerdir. Şirketin idare ve borçlarının ödenmesinde, güncel işlemlerin yürütümünde insiyatifi elinde bulunduran kişiler üst düzey yöneticisi sayılırlar.
Somut olayda; davacının yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak üst düzey yöneticisi olduğu, gereğinde başkanlığına vekalet ettiği de nazara alındığında, prim, v.s. borçlardan sorumlu olacağı sabit olduğundan davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17 ö 2002 gününde oybirliğiyle Karar verildi.