 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/3559
K: 2002/5512
T: 10.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6183/m.79,55
506/m.83
Davacı haczin kaldırılmasına ve 1.850.000.000 TL'nin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Enver Aktaş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Davada; davalı Kurumca yapılan haczin kaldırılması ve davalı Kurum hesabına aktarılan paranın istirdadı istenmiştir.
Davacı; dava dışı Ay-Cihan Temizlik Tic. Ltd.Şti.'nin Kuruma olan prim borcundan ötürü hastane döner sermayesinin bankadaki hesabına haksız olarak haciz konulduğunu,bu paranın Kurum hesabına aktarıldığını, haciz ihbarnamesinin yöntemince tebliğ edilmediğini, sözü edilen şirketin kendilerinde herhangi bir alacağının bulunmadığından bahisle, haczin kaldırılmasını ve Kurum hesabına aktarılan paranın iadesini istemiştir.
Mahkemece; davalı kurumca haciz ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davanın süresinde açıldığı kabul edilmiş, bankadaki hesapta dava dışı şirketin bloke edilmiş bir alacağının bulunmadığı görüşüyle kabule karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ile ulaşılmıştır.
Somut olayda; davalı Kurumca 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesine göre işlem yapılmıştır. Anılan maddeye göre; haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde 3. kişinin itiraz etmemesi halinde borcun zimmetinde ve malın elinde sayılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı Kurumca; davalı elamanı olmayan kişiye haciz ihbarnamesinin tebliğinin yapıldığı görülmekle beraber anılan Yasa'nın 55. maddesi uyarınca davacıya ödeme emri tebliğ edilmediği böylelikle anılan madde prosedürünün işletilmediği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2002/21-201 Esas - 2002/297 karar sayılı ve 10.4.2002 tarihli kararında da açıklandığı üzere; davalı Kurum hem 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi, hem de 506 sayılı Yasa'nın 83. maddesi hükümlerine göre talepte bulunabilir. Bilindiği gibi maddi olguların açıklanması taraflara, davanın hukuksal nitelendirilmesi hakime aittir. Sosyal Sigortalar Kanunu 83. maddesine göre anılan maddede sayılan kuruluşların kendilerinden ihale ile iş alanları ve bunların adreslerini Kuruma bildirmeleri gerekmektedir. Bu kuruluşların sigorta primlerini hak edişlerden mahsup etmeleri ve kalanını ödemeleri icap eder. Keza, ihale ile iş alanların yatırmış oldukları teminat, pirim borcunun bulunmadığına dair kurumdan bilgi gelmedikte iade edilemez. Prim borçlusu olan Limited Şirket davacıdaki alacağını temlik etmiş olsa bile davacı, Kuruma karşı sorumluluktan kurtulamaz. Zira 83.madde ile getirilen hüküm buyurucu nitelikte bir hükümdür.
Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş, davacı tarafından sözü edilen Limited Şirkete ihale edilen iş dolayısıyla ne miktar ödeme yapıldığını araştırıp saptamak, 83.madde çevresinde prim borcunun ödemelerden mahsup etmek, ödemeler prim borcunu karşılamadığı takdirde ayrıca yatırılan teminata başvurmak ihale ile iş yaptıran Kamu İdare ve İşletmelerinin sonuç olarak Kurumun zararının saptanması halinde bundan sorumlu olacağını gözetmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,10.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.