 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/3151
K: 2002/4522
T: 16.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
506/m.80
818/m.101
Davacı, davalı kurumca düzenlenen ödeme emrinde gecikme zammına uygulanan faizin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar, davalı kurumca düzenlenen iki adet ödeme emrinde gecikme zammına uygulanan faizin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece talep yazılı şekilde hüküm altına alınmışsa da bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Sosyal Sigortalar Kurumunun, işveren davacılar için tahakkuk ettirdiği 2000/2 ve 2001/2, ile 2000/6-2001/2 dönemlerine ait prim borcu nedeni ile yapılan takiplerde, bu borçların 30.4.2001 tarihine kadar ödenmemesinden kaynaklanan gecikme zammı tutarını gösteren yazı işverenlere, 14.5.2001 tarihinde tebliğ edilmiş hazırlanan ödeme emirlerinde Borcun 7 gün içinde ödenmesi gerekir, ödenmeyen borcun aslına ödendiği tarihe kadar gecikme zammı, gecikme zammına ise tebliğ tarihinden itibaren faiz tahakkuk ettirilecektir; denilerek tebliğ tarihinden sonra ödeme yapılmadığı takdirde, bu tarihte temerrüde düşen işverenin, bu tarihten sonra icra takibine esas olan ödeme emrinin düzenlenişine kadar prim için gecikme zammı tahakkuk etmiş ve belirli Kurum alacağı haline gelmiş olan gecikme zammına ise faiz yürütüleceği belirtilmiş bulunmaktadır. Böylelikle gecikme zammına yürütülen faiz gecikme zammının tahakkuk ettiği süreyi içermemekte gecikme zammının işverene tebliğ edildikten sonraki icra takibine kadar geçen süreyi kapsamaktadır.
506 sayılı Yasa'nın 80. maddesi uyarınca gecikme zammına gecikme zammı uygulanması, prim yada konut edindirme yardımlarına faiz istenmesi olanaksızdır. Ancak gecikme zammı faiz olmayıp bir tür gecikme tazminatıdır, medeni ceza niteliğindedir. Bu konudaki Yargısal görüşler ( Çemberci SSK. Şerhi S.637, işveren Sosyal Politika S.196.22.11.1991 tarih 5/4 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı )aynı doğrultudadır. Bu nedenle faize faiz yürütülemeyeceği kuralının gecikme tazminatı için uygulanmayacağı açıktır. Tahakkuk ve takip belgesinde belirtilen tarihe kadar tahakkuk ettirilen gecikme zammı tutarı borçlu işverenlere tebliğ edilmiş muaccel hale gelmiş olan gecikme zammı konusunda gecikme zammı tutarının işverenlere tebliğ tarihinde Borçlar Yasasının 101. maddesi gereğince işverenler mütemerrit olmuştur. Bu nedenle borç yazılarında belirtilen gecikme zammı için borcun tebliğ tarihinden başka bir anlatımla işverenlerin mütemerrit olduğu tarihten itibaren faiz istenmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.1.2002 gün 2001/21-1176 Esas, 2002/3 Karar sayılı kararı da bu hususu doğrulamaktadır.
Sonuç olarak borç yazılarında belirtilen gecikme zammı tutarlarına yazıların tebliğ tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.