 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2002/21
K: 2002/1218
T: 19.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.43
4447/m.Ek.38
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 5.564.382.766 lira maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.2.2002 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat Ahmet Bük ile karşı taraf vekili Avukat Namık Torna geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B.Mustafa Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : BK.43.maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğine ilişkin bozma ilamına göre mahkemenin işlem yapması doğrudur. Ne var ki sonuçta bozmadan önceki hesap raporuna dönülerek buna göre sonuca gitmek usul ve yasaya aykırıdır. Gerçekten hesap raporunun yeniden yapılması halinde, raporun düzenlendiği tarihte bilinen verilerin esas alınması gerekir Önceki rapordaki ücret ve diğer unsurlar değiştiğinden yeni ve bilinen dönemlerin esas alınması zorunludur. Öte yandan Asgari Ücret ve Toplu İş Sözleşmesinin uygulanması kamu düzenine yönelik olduğundan, hakim bu hususu resen gözönünde tutmakla yükümlüdür. Ne var ki önceki hükmün davalı yararına bozulması nedeniyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkında korunması hukuk usulu sistemimizin gereğidir. Bu usuli kazanılmış hakkın sınırıda, maddi zarar hesabı ve varsa sigorta tahsisleri peşin değerinin düşülmesinden sonra bulunan fark sonuçtur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Kabul ve uygulamaya göre de tazminattan en son SSK.'ca bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin indirilmesi gerekirken sıralama hatası yapılarak önce peşin sermaye değerinin indirilmesi ve daha sonrada BK.43 göre indirim yapılarak tazminatın fazla belirlenmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre davacının zararının yeniden hesaplatmak maluliyet ve kusurdan sonra şimdiki gibi BK:43.maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir indirim yapmak en son 4447 sayılı yasanın ek 38 maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanacak SSK.'ca bildirilen peşin sermaye değerini düşmek, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakda gözönünde tutularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davacı ve Davalı yararına takdir edilen 250.000.000'ar lira duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 19.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.