 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2001/867
K: 2001/3401
T: 30.4.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- EKSİK İŞÇİLİK BİLDİRİLMESİ
- ÖLÇÜMLEMENİN İPTALİ
- KAZANILMIŞ HAK
ÖZET : Eksik işçilik bildirilmesi nedeniyle yapılan ölçümleme ile ilgili yeni yasanın, yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal tesirini göstereceği tartışmasız olup, bu gibi durumlarda, kanunların geriye yürümesi değil, zaman içerisinde ani etkilen söz konusu olur. Yasanın değişmesi gününe kadar kesinleşen ve kazanılmış hak haline gelen olaylarda bu kural uygulanmaz.
(4792 s. İSKK. m. 6)
Davacı kurumca yapılan resen tescilin iptaliyle Kuruma borçlu olmadıklarının tesbitiyle muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, işveren hakkında 1995/8 ila 12 ve 1995/11 ve 12 ayları için eksik işçilik bildirilmesi nedeniyle ölçümleme yapıldığı ölçümlemenin işverenin itirazı üzerine kurum ünitesi tarafından reddedildiği davacı işverenin süresinde ölçümlemelerin iptali için iki ayrı dava açtığı ve davaların birleştirilerek istemin reddedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ölçümlemenin dayanağı bulunan 4792 sayılı Kanunun 3917 sayılı Kanunla değişik 6. maddesinin 4.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 616 sayılı Kanun hükmündeki kararname ile yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan Kanunun yürürlüğünden önceki olaylara da uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Birçok Yargıtay kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere bu tür yeni yasaların ünlü hukukçu Roubier'in açıkladığı üzere yürürlüğe girmeleri ile görülmekte olan tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği başka bir anlatımla yeni yasanın yürürlüğe girdiği andan itabaren derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda Kanunların geriye yürümesinden değil zaman içerisinde ani etkileri söz konusu olmaktadır. Esasen HUMK. 578. maddesi nedeniyle Yargılayın 7.12.1964 günlü Tevhidi içtihadı ile Hukuk Genel Kurulunun 9.3.1988 gün 1987/860 Esas 1988/232 Karar sayılı kararında da bu görüşe yer verilmiştir.
Ne varki 4.10.2000 tarihine kadar kesinleşen ve kazanılmış hak haline gelen olaylarda bu kuralın uygulanmayacağı kuşkusuzdur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle 4.10.2000 tarihinde yürürlükte olan 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle {BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.4.2001 gönünde oybirliğiyle karar verildi.