 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2001/5365
K: 2001/5802
T: 13.9.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
506/m.12,14,89
Davacı iş kazası sonucu yaralanmadan doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Fatih, Tayfun ve Necip A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. M. Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR :
1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş kazası nedeniyle yapılacak sağlık harcamalarının, maddi tazminat olarak davalı işverenden tahsiline ilişkindir. Mahkeme; işverenin bu yönde sorumluluğunu kabul etmişse de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası; işkazası nedeniyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır. Aksine; sözü edilen Yasanın, 14/3 maddesi; iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımı ile Kunımun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Sözü edilen Yasanın iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni; sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğnıdan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak Kunıluşu belirlemektir. Şu duruma göre, bir iş kazası nedeniyle, sigortalının başvuracağı merci kendisini bu yönden güvenceye alan, Kurum ve onların sağlık kuruluşlarıdır. İşveren, bu tür zararlandıncı olayların meydana gelmesi durumlarında; artık sigortalısına karşı muhatap olmaktan çıkar, kurum doğrudan devreye girer. Esasen işveren de belirtilen sigorta kolu nedeniyle Yasanın belirlediği orandan prim ödemek ve ayrıca koşullan varsa, Kurumun yaptığı harcamalan kuruma geri vermekle sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle, gerek sigortalı gerekse işveren, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan birbirlerine karşı değil, doğrudan Kuruma karşı sorumludurlar.
Belirtilen nedenlerle, davalı işverenin sağlık yardımlarından sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykın olup bozma nedenidir.
2- Mahkemece davacının geçici iş göremezlik desteğinden yoksun kaldığı ücrete yönelik talebinin kısmen kabulüne karar verilmişse de bu hatalı olmuştur. 506 sayılı Yasanın 12. maddesinin `B' bendine göre iş kazası sonucu iş kazası geçiren sigortalıya iş kazası sigorta kolundan yapılması gereken yardımlardan biri de geçici işgöremezlik süresince günlük ödenek verilmesine ilişkindir. 506 sayılı Yasada geçici işgöremezlik ödeneğinin tamamının verilmesi yönünde işverene bir yükümlülük verilmemiştir. Geçici iş göremezlik ödeneğinin nasıl hesaplanacağı da 506 sayılı Yasanın 89. maddesinde düzenlenmiştir. Mahkemece 506 sayılı Yasanın belirlediği bu sistem gözardı edilerek kazalı sigortalı yararına geçici iş göremezlik ödeneğine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
3- İşverenin tazminattan sorumlu tutulması giderek tazminat miktarının belirlenmesinde İş K. 73. ve işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise başka bir anlatımla işverenin kusurlu olup olmadığı varsa kusur oranı uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tesbit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa karara esas alınan ve ceza yargılamasında düzenlenen 9.9.1997 tarihli kusur raporunda bilirkişiler İş Kanununun 73. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve işğüvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıklan anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 73. maddesinin öngördüğü koşullan içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukanda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek işverenin sağlık yardımlarından sorumlu olamayacağını ve geçici işgöremezlik ödeneğine karar verilip verilmeyeceğini göz önünde tutmak ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 73. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar Tayfun, Fatih ve Necip T. Ürünleri A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.