 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2001/5186
K: 2001/5417
T: 9.7.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YURTDIŞINDAKİ İŞİNDEN AYRILMAKSIZIN
- YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANMASI
ÖZET : Yurtdışındaki çalışmalarını kesin dönüş yapmaksızın borçlanan ve yurtdışı çalışmaları değerlendirilerek yaşlılık aylığına hak kazanan davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için, yurtdışında çalıştığı işten ayrılması zorunluluğu yoktur.
(506 s. SSK. m. 60/H,62,63/B)
Davalı 2147 sayılı Yasadan yararlandırılarak işten ayrılma şartı aranmaksızın 1.3.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar verilmiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının 2147 sayılı Yasa uyarınca yurtdışındaki çalışmalarını kesin yapmaksızın borçlandığı ve yurtiçi ve yurtdışı çalışmaları değerlendirilmek suretiyle yaşlılık aylığına hak kazandığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacıya, yaşlılık aylığı bağlanması için, yurtdışında çalıştığı işten ayrılması gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle, davanın yasal dayanağı belirgin olarak, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 60/H ve 62. maddeleridir. Anılan 60/H bendinde yaşlılık aylığından yararlanmak için sigortalının çalıştığı işten ayrılması ve yazılı istekle bulunması hükmü öngörülmüştür. Madde de, sözü geçen "sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılacak" sigortalının, 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalışanların, amaçlandığı giderek, yurtdışında yabancı işverene
tabi olarak çalışan sigortalıların amaçlanmadığı açık-seçiktir. Başka bir anlatımla, yurtdışında çalışanların, 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, Sosyal Sigortalar Kanununun 60/H ve 62. maddeleri yalnız Türkiye'de çalışmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara uygulanacağı, yurtdışındaki çalışmalarını borçlanmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılar için uygulanmayacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmasında da yaşlılık aylığı bağlanması için sigortalının işinden ayrılacağına ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı da söz götürmez.
Bundan başka, bir an için davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için işinden ayrıldığı kabul edilse de, tekrar çalışmaya başlaması durumunda, hakkında 506 sayılı Yasanın 63. maddesinin uygulanacağı söylenemez. Zira 63/B bendinde öngörülen %24 oranındaki Sosyal Güvenlik Destek Priminin 3/4 oranındaki işveren hissesini ödeyecek işverenin, Türk işveren olduğu, Alman işveren olmadığı açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olguları gözönünde tutmaksızın davacıya yurtdışındaki işinden ayrılmaksızın yaşlılık aylığı bağlanmasına karar vermek gerekirken yazılı şekilde hükmün kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 9.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.