 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2001/4866
K: 2001/5024
T: 25.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESBİT
- ZORUNLU BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI
Karar özeti: Bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması için, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması, ticari ve serbest meslek kazancı dolayısiyle gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olması ve esnaf ve sanatkar siciline ve meslek kumlusuna kayıtlı bulunması gerekir.
(1479 s.Bağ-Kur K.m.24)
Davacı, 25 tam yılı doldurduğunun ve 30.12.1999 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacının, 10.11.1976 tarihinden itibaren meslek kuruluşu kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, ve 31.12.1999 tarihine kadar primlerini ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, 31.12.1983 ila 22.03.1985 tarihleri arasında davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması için vergi mükellefi bulunmasının koşul olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu yönü davanın yasal dayanağı belirgin olarak 1479 sayılı Yasanın 2654 sayılı Yasa ile değişik 24.maddedir anılan maddeye göre, bir kimsenin, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması için a)Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması b)Ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergi mükellefi olması ve esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı bulunması veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olması gerekmektedir.
Davacı Meslek Kuruluşu kaydı ile kendi nam ve hesabına çalışması göz önünde tutularak 10.11.1976 tarihinde zorunlu Bağ - Kur sigortalısı yapıldığı ve bu sigortalılığın 31.12.1983 tarihine kadar devam ettiği tartışmasızdır. Ne var ki davalı Kurum önceden tescil edilen ve 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinin öngördüğü koşulları taşıyan davacıyı 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesine yanlış anlam vermek suretiyle sigortalılığını iptal etmesi yerinde değildir. Kaldı ki davacı 4247 sayılı Yasadanda yararlanmak suretiyle zorunlu sigortalı olduğu dönemde primlerini de ödediği ortadadır.
Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.